Gün senin günün Vahit,
Zaman da senin zamanın tabii…
Bu yüzden senin çıkıp da
Yaptığını bir marifetmiş gibi de anlatman
Hakkındır.
Kullandığın otobüse Gazimin kızıyla beraber nasıl bindiğini,
İnmek üzereyken kızının yanında ona nasıl hakaret ve küfür ettiğini,
Nasıl yumruk salladığını
Rahat rahat anlatırsın.
Çevrendekiler de gülerler.
Belki başındaki adamlardan
Teşekkür bile alırsın.
Poponu dayadıkların
Sırtını da sıvazlarlar.
Sana ne mutlu.
Hatta sen bütün bunları yaparken otobüste bir tane adamın çıkıpseni eşşek sudan gelinceye kadar dövmemesini kendi haklılığına bile verebilirsin.
Ya da memleketteki insanları nasıl korkutup sindirdiğinize…
Bak Vahit,
Poponu dayayıp sorgusuz hizmet ettiğin adamlar
Sana empati yapmayı öğretmemişlerdir, buna emimim.
O yüzden faydası olmaz biliyorum
Gazimin hissettiklerini sana anlatacak kelimelerin.
Merak etme
İçimde her geçen saniye büyüyen sana duyduğum nefrete rağmen
Bazıları gibi sana: “ Allah evine ateşler salsın. Seni yerin dibine batırsın” falan demeyeceğim.
Sadece Yağmurlar Yağdıran ve Vahid olandan:
Gazime küfrederek kaldırdığın o elinin
Tez zamanda dert görmesini dileyeceğim…
Unutma Vahit…
Senin nasıl bir sahibin varsa,
Gazimin de bir Sahibi var
Ve Gazimin Sahibi
Zalimin kahkahalarını değil,
Mazlumun gözyaşlarını duyar…