Yaz aylarına yaklaştığımız şu günlerde dikkat etmemiz gereken en önemli konulardan biri de güneş ışınlarıdır ve bu ışınların zararlı etkilerinden korunmak bizler açısından hayati önem taşımaktadır.
Bir önceki yazıda kısaca bahsettiğim bu önemli konu üzerine bu gün daha detaylı bilgi vereceğim:
Dünyadaki tüm canlılar gibi insanların da güneş ışığına ihtiyacı vardır. Sağlığımız üzerinde de önemli etkisi ve katkısı bulunan güneş ışığı, aslında hiçte göründüğü kadar masum değildir; biliyorsunuz dünyamızı güneş sistemindeki diğer gezegenlerden farklı kılan özelliklerinden biri de bizleri güneşe karşı koruyup filtre görevi gören bir atmosfere sahip olmasıdır. Bu atmosfer bizi güneş ışınlarının zararlarından büyük ölçüde korusa da tam bir koruma sağlamamaktadır. Bu yüzden güneş ışınlarının zararlı etkisinden kendimizi korumalıyız.
Güneşin cildimize olumlu, olumsuz etkileri; cilt tipimize, yaşadığımız coğrafi bölgeye, ozon tabakasına, mevsimlere, bulutlara ve havanın nemine göre değişkenlik gösterir. Bununla birlikte yoğun güneş ışınlarına maruz kalmak cildin genetik yapısına ve kollajen üretimine zarar verir ve erken deri yaşlanması (Foto Yaşlanma) kaçınılmaz olur. Bunun en önemli belirtileri ise ciltte aşırı kuruluk, elastikiyet kaybı, kırışıklık ve en önemlisi ciltte oluşan ton farkları ve kahverengi lekelerdir.
Güneş ışınlarını tanıyalım: Güneş ışınları ”uzun (infrared) ve kisa (Uva. Uvb. Uvc.)” dalgalardan oluşur.
UVA: ışığının dalga boyu 320-380 nm’dir ve derinin alt tabakalarına yani dermis’e ulaşır. Ayrıca solaryum ve fototerapi işlemlerinde kullanılır. Yıl boyunca ve gün içinde değişik saatlerde, mevsimlerde veya hava koşullarında değişmeksizin etkili olmaktadır.
UVB: D vitaminin sentezini bu ışığa borçlu olmamıza rağmen en zararlı Uv Işığı budur. Dalga boyu 290-320 nm’dir ve derinin üst tabakasını (epidermis) etkiler. Ciltte yanık ve kızarıklığı oluşturan ışıklardır. Yaz aylarında ve yüksek rakımlı yerlerde daha yoğundur.
UVC: Sağlık için en tehlikeli ışınlardır. Bu ışınlar sadece sterilizasyon işlemleri için kullanılır 200-290 nm’dir. Ozon tabakası bu ışınların bizlere ulaşmasını önler. Ancak günümüzde ekolojik dengenin bozulması ve ozon tabakasının incelmesi bu ışığa karşı daha fazla tedbir alınmasını gerektirmektedir.
Peki, güneş ışınlarının zararlı etkisinden nasıl korunabiliriz?
Genç yaşlarda güneş ışınlarına karşı korunma yöntemleri ve Spf faktörlü ürünler düzenli uygulanmalıdır. Bu ürünlerin düzenli ve bilinçli uygulanması cildin foto yaşlanma sürecini önemli oranda azaltacaktır. Günün belli saatlerinde güneş ışınları daha dik ve yoğun olur.(10.00-16.00) Bu saatlerde kapalı ortamlarda bulunmak oldukça önemlidir. Güneşe çıkmadan en az 15 dk. öncesinde cildimize uygun bir Spf koruma faktörlü krem sürmek ve belli sürelerde bunu tekrar etmek, güneş ışıklarını yansıtan açık renkli ince giysiler giymek, geniş şapkalar takmak, filtreli güneş gözlükleri kullanmak, cilt nemini dengede tutabilmek için bol bol su içmek gibi önlemler alarak güneşin zararlı ışınlarına karşı kısmen koruma sağlanabilir. Bu yüzden güneş ışınlarının zararlı etkisinden kendimizi korumak hayati önem taşımaktadır.