Küçük yeşil tüllü şapka…
Her sey kafama küçük yeşil tüllü bir şapka takmamla başladı…
Halloweenda …
Komik ,taze bir enerji ile doldum, dostluk bağlarım sıkılaştı, ruhum yumuşadı, sıradan hayatım renklendi.
Bütün bu olumlu durumlara, kafama taktiğim o minik, yeşil ,cadı şapkasının dışarıya saldığı buram buram “Ben de sizin mutlulugunuza katiliyorum “mesaji oldu.
Ve Halloween’da bayramlardaki bulusmalarin nasil bir şenliğe dönüştüğünü, kutlamaların bir yabancıyı nasıl bir arkadasa donusturme gucune sahip oldugunu yasadim
Pek çoğunuzun “Bize ne elalemin Cadılar Bayramından ” diyeceğini biliyorum.
Sizin bayramlarınız diğer halk ve insanların bayramlarından daha entellektuel, daha iyi, daha yaratici, daha daha… degil mi ?
Aslinda biraz araştırıp, gözlem yaparsak, toplumlara ait bayramların dinlere değil kültürlere ait olduğunu, hepsinin ortak paydasının ve amacının sağlık, mutluluk, barış ve huzuru yaymak olduğu, aynı zamanda insanlara bu bayramların kutlamaları sırasında hayatları ile ilgili muhasebe yapmalarını, dargınların barışması, kırgınlıkların giderilmesi gibi… Ve inançlar ne kadar farklı olursa olsun bu kutlamaların birbirine benzediğini, Halloween gecesi renkli kostümlerini giymiş çocuklar, aksam şeker toplamak için kapıyı çaldıklarında kendimi İstanbul’da Şeker Bayramında harçlik toplayan çocukları görmüş gibi hissettiğimde fark ettim.
Evet senin bayramın, benim bayramım diye ötekileştirdiğimiz, aslında tüm insanlara özgü bir davranış olan bayramlar, kutlamalar, törenler bizim sıradan hayatımıza renk, neşe,coşku katar. Kutlamalar, sıradan bir yemeği ziyafete, buluşmayı şenliğe, bir yabancıyı, arkadaşa dönüştürme gücüne sahiptir.
Atatürk’ün armağanı 23 Nisan Çocuk Bayramını kutlamayı diğer ulus çocuklarına men edebilir miyiz? Tüm dünya çocukları katılmıyorlar mı bizim bu anlamlı günümüze?
Öyleyse neden bayramları ötekileştiriyoruz ?
Kutlamalar bir dine ait değil kültürlere aittir,
Bütün kültürlerde barışa sebep olur, kriz anlarında zor dönemlerde toplumlar, tören ve kutlamalarla moral tazeler,kutlama anini sahiplenmek, kutlamanın coşkusunu birlik ve dayanışma ruhunu paylaşmak, kalplerimiz arasında köprüler kurar, hangi mezhebe hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım bizi bölen güçlerden daha güçlü, ortak bir ruh oluşturur.
En ufak bir kutlamaya tahamulu kalmayan ,her kutlamanin arkasinda ozel amaclar arayan anlayis, maalesef birlikte mutlu olma ,birlikte guzel duygulari paylasabilmeyi imkansiz kildi.
Kisacasi ,bayramlari seviyorum,hangi dine veya hangi topluluga ait olduguna bakmaksizin bana yasattigi zengin duygular ve verdigi mesajlar beni ilglendiriyor.
Hayatimizin bayram tadinda gecmesi dilegi ile..
Halloween’in Hikayesi
jack O’lanterns
Halloween’ın Kanada’da benim kulagima calinan hikayesinde ; bildigimiz balkabaginin Kuzey Amerikanin bir sebzesi oldugu ,ve hikayenin kökeninin Irlanda dan geldigi anlatiliyor.
İrlanda’daki hikayede, jack diye cok cimri bir adam yasarmis. Adam,seytanla oyun oynayacak, şeytanı bir ağaca hapsedecek ve cennette kabul edilmeyecek kadar cimri ve kötüymüş.
İnsanları korkutmak için kabakları oyar , kabaklara yüz yapar, içlerine mum yakarak, geceleri, Lentern etrafında dolaşarak insanları korkuturmuş.
Öldükten sonra Jak ne cennete ne de cehenneme kabul edilmis.
jack öldükten sonra, o yörede insanlar, ayni Jack gibi kabakların içini oyup, kabaklara yüz yaparak, içlerine mum yakmışlar. Zamanla, evde içlerine mum yakılan bu kabaklar, dışarı bırakıldığında kötü ruhları evden uzaklaşıracağı inancı oluşmuş…
Kötü ruhlar dışarı, iyi ruhlar içeri…