Marmara’nın en güzel kıyılarından birine sahip ve kıyı turizmi, av turizmi, termal turizmi, doğa turizmi açısından önemli bir liman kenti olan güzeller güzeli Yalova’dayız.
Hem gönüllerin hem bölgenin incisi olan, güzelliği ile yerli yabancı binlerce turistin uğrak yeri ve göz bebeği Yalova’ya sıcacık bir merhaba!
Özellikle son yıllarda şehrin ününü ülke sınırlarına taşıyan Termal ve Armutlu kaplıcaları ile Türkiye’nin ve Orta doğu’nun sağlık, şifa ve dinlence merkezi haline gelmiştir bölge.
Tabiat ananın her köşesini özenerek yarattığı bu cennet bölgeyi gezmeye karar verdiyseniz, hadi buyrun işte size Yalova…
Yalova‘da bulunan Yürüyen Köşk, yapıldığı dönemde yaşanan hikayesiyle ünlüdür.
Yürüyen Köşk, Atatürk’ün isteği üzerine yapılmaya başlanmıştır. Yapıldığı sırada köşkün bulunduğu yeri ziyaret eden Atatürk, o sırada çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan görür. Bahçıvanı yanına çağırarak bunu neden yaptığı sorar. Ağacın dalları köşkün duvarlarına dayandığı için kesilmesi gerektiği cevabını alınca şaşıran Atatürk, ağacın kesilmesini değil, köşkün kaydırılması gerektiğini söyler.
Bunun üzerine Atatürk’ün isteği İstanbul Belediyesi’ne intikal eder. Sonrasında mühendis olan Ali Galip Alnar teknik elemanlarıyla Yalova’daki köşke gidip çalışmalara başlar. 1930 yılında çalışmalara başlanır, köşkün çevresindeki toprak titizlikle kazılıp temeline kadar inilir. İstanbul’dan gelen tren rayları yine büyük bir titizlikle yerleştirilir. Sonrasında köşk 4.80 metre kadar kaydırılır. İşte Yürüyen Köşk’ün hikayesi böyle…
Atatürk’ün yaptırdığı ev, günümüzde Yalova Atatürk Köşkü olarak bilinse de, tarihte yaşanılan bu olaydan dolayı Yürüyen Köşk olarak ünlenmiştir.
İlk yapıldığında Roma’ya ait bir su yapısı olan, Bizans döneminde ise kiliseye çevrilen Kara Kilise, Yalova‘nın Çiftlikköy ilçesinde bulunmaktadır. Sahil Mahallesi’nde yer alan yapı, il merkezine 3 kilometrelik bir mesafededir. Diğer kiliselerden farklı yönlere doğru uzanır. Yönü kuzey-güney eksenindedir.
Bölgede, antik liman ve su kemeri parçaları da görülebilmektedir.
Çınarcık ; “Marmara’nın incisi”
Çınarcık bölgesinde yerleşimin milattan 3 – 4 bin yıl önce kurulduğu tahmin edilmektedir. M. Ö. 1200 yıllarında Frigyalılar’ın egemenliğinde olan bölge, M. Ö. 700 yıllarında Kimirya’lıların egemenliğine geçmiş, M. Ö. 3. yüzyıldan sonra Vitrinya’lılar burada uygarlıklarını kurmuşlardır.
1325 yılında Orhan Bey zamanında Gazi Abdurrahman, Bizans kuvvetlerini yenilgiye uğratarak Türk egemenliğine almıştır bu bölgeyi. Roma döneminden kalan birçok tarihi kalıntı da bugün ziyaretçilere sunulmakta ve onların beğenisini kazanmaktadır.
Rumlar döneminde Kio ismi ile anılan Çınarcık’a bu ismin verilmesindeki neden temiz havasından dolayıdır. Çünkü Kio kelimesi, “temiz havası olan şehir” anlamına gelmektedir.
Marmara’nın tercih edilen tatil beldelerinden Çınarcık, yayla, kaplıca, doğa ve deniz turizmi sayesinde yılın dört mevsimi hitap eder gezginlere. Paşa Limanı, Kocadere ve Dikilitaş Burnu, Erikli ve Delmece Yaylaları ile Türkiye’nin her yerinden doğasının sesi ile çağırır misafirleri.
Çam, meşe, ıhlamur ve kestane ağaçları ile dolu olan yaylalar ve krater gölü Çınarcık’ın görülmesi gereken yerlerinin başında gelir. Deniz kenarından 17 km içerde olan olan bu yaylalarda, şifalı içme suları da boldur.
Şifalı suların bol bulunduğu bir başka turistik yer de hemen yakınlardaki Termal kaplıcalarıdır. Yalova merkezden kolaylıkla ulaşılabilen Termal kaplıcalar, Türkiye’nin öncelikli tesislerindendir. Çınarcık’ta konaklarken bir gün denize girebilir, diğer gün Termal kaplıcalarında sağlık bulabilirsiniz.
Gençlerin favori konaklama türlerinden olan kamping ve doğa yürüyüşleri için de yaylaları tercih edebilirsiniz. Dilerseniz eğer, Üvezpınar Köyü’nden 8 km uzaklıktaki Erikli yaylasında trekking yapabilir, bisiklete binebilir ve fotoğraflar çekebilirsiniz.
Çifte şelale
Marmara bölgesinin en bilindik şelalesi olan Erikli Şelalesi, aynı adı taşıdığı Erikli Yaylası’nın ilerisinde yer alıyor. Bu adaya Çifte Şelaleler denmesinin sebebi iki tane şelalenin bulunmasından kaynaklanıyor.
Geziniz sırasında ilk olarak aşağı şelaleyi göreceksiniz. Aşağıdan görmek pek mümkün değildir; çünkü aşağıya inmek için dik bir yamacı aşmanız gerekiyor. Yukarından da oldukça görkemli görünür. Daha aşağı inmeden doyuracaktır görüntüsüyle sizi.
Gezinize devam ederken, 10-15 metre ileride, üst şelaleyi görmeniz mümkün olacak. Bu şelale büyüleyici etkisiyle sizi adeta saracaktır. Hızla akan suların yukarıdan doğru sert bir şekilde düşüşü, inanılmaz bir manzaraya dönüşüyor tam da burada. Duyduğunuz tek ses şelaleden gelir ve adeta konuşur sizinle. Yalova Kent Ormanı’nın içerisinde olan Erikli Şelalesi’nde kamp yapma olanaklarınız da var. Şehir kalabalığından uzaklaşmak istiyorsanız Erikli Şelalesi sizi beklemeye ve rehberiniz olmaya hazır.
Armutlu Kaplıcaları ve Delmece Yaylası bölgede keşfedeceğiniz yerler arasında. Yalova’nın, Çınarcık ilçesinin Teşvikiye Köyü çevresinde bulunan Erikli yaylası, hafta sonu yeşil bir gün geçirmek isteyenler için ygun bir tercihtir. Yayla, denizden yaklaşık 600 metre yüksekliktedir. Bölgede gezerken meşe, kestane, karaağaç, ıhlamur, göknar, gürgen, elma ağaçlarını görmemek mümkün değil.
“Dipsiz göl” olarak bilinen, derin bir krater gölünün bulunduğu doğa harikasının yanı sıra,“şifalı su” diye bilinen bir içme su kaynağı da gidilip görülecek yerler arasında.
Haftaya kaldığımız yerden devam…
İyi seyirler…