Yeni yılın bu üçüncü yazısında sizlere yurdumuzun ve İstanbul’umuzun klasik batı müziği alanındaki yüz akı İSTANBUL DEVLET SENFONİ ORKESTRASINDAN bahsedeceğim.
Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne bağlı olan orkestramızın çalışmalarını yürüttüğü İstanbul – Üsküdar’daki binalarını ziyarete gittiğimde beni kendi dallarında sanatlarını ispatlamış orkestranın müdürü ve yönetim kurulu üyesi iki genç arkadaşım karşıladı. BÜLENT EVCİL (Flüt) ve SEZAİ KOCABIYIK (Obua) Sanat aşkıyla dolu bu iki meslektaşım bütün sorularıma içtenlikle cevap verdiler. İşte ilk sorum: Nasıl yönetiliyorsunuz?
Yurdumuzdaki diğer sanat kuruluşlarının (OPERA- TİYATRO) yöneticileri genel müdürlükleri tarafından atama yapılarak görev yaparken; senfoni orkestraları yöneticileri her sene Mart ayında yapılan seçimle iş başına geliyorlarmış. Bu seçim aynı ayın birinci ya da ikinci haftası yapılıyormuş. Genel kurul tarafından adaylar arasından seçilen beş kişi daha sonra kendi aralarında toplantı yaparak görev dağılımı yapıyorlarmış. İşte görev sürelerinin bitmesine çok az bir süre kalan bu iki sanatçı arkadaşım bana karşılaştıkları zorlukları sorduğumda ilk önce kadro sıkıntılarını dile getirdiler. Kadrolu sanatçı sayısının yetmiş kişinin altına düştüğünü (70) onun için kadrosu çok büyük olan eserleri sergileyemediklerini belirttiler. Genel Müdürlük tarafından getirilen kota gereği her hafta ancak onaltı (16) sanatçıyı ücretli olarak orkestraya takviye olarak aldıklarını bu sayının da yetersiz olduğunu; belirli bir konser salonu olmadığı için (BEŞİKTAŞ SÜLEYMAN SABA, CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ, CEMAL REŞİT REY, HALİÇ KONGRE MERKEZİ GRAND PERA –EMEK SİNEMASI konserlerini veriyorlar) çok zorlandıklarını özellikle kamyonlarla yağmurlu ve soğuk havalarda malzeme – enstrüman taşımanın çok zor olması nedeniyle büyük emek verdikleri haftalık konserleri İstanbul halkına sadece bir gün verdiklerini belirttiler. Ayrıca ödenek yokluğundan sanatçı arkadaşlarımızın konser yerlerine kendi olanaklarıyla gelip gitmekte olduklarını öğrendim.
İSTANBUL DEVLET SENFONİ ORKESTRASI sezon programını yaparken neleri göz önüne alıyor? diye bir soru yönelttim yönetici arkadaşlarıma. Bana İstanbul dinleyicisinin istekleri, telif hakları ,sponsorların maddi destekleri, yerli bestecilerin eserleri, orkestranın kadrosu ve hem orkestranın hem de dinleyicilerin yeni şeflerle ve sanatçılarla buluşması gibi çeşitli kriterleri göz önüne aldıklarını söylediler. Genel Müdürlükleri tarafından uygulanan bir kota gereği bir sezon boyunca verdikleri konserlerin üçte biri (1/3) oranında yabancı şeflere yer verebiliyorlarmış. Bir yabancı sanatçı içinse Kültür Bakanlığı (Genel müdürlük) 1600 Euro veriyormuş. İşte bu aşamada orkestra yönetimi; iş adamlarından, bankalardan, büyük firmalardan sponsorluk desteği alıyormuş.
İSTANBUL DEVLET SENFONİ ORKESTRASI (İ.D.S.O.) bütün bu zorluklara rağmen kendisini dünya da tanıtmak ve sayılı orkestralar arasına girmek için de olanakları zorlamakta ve bu amaçla dünyanın çeşitli yerlerinde konserler vermek için yoğun çalışmalar yapmaktadır. Bu amaçla geçen sezon ve bu sezon Latin Amerika ve Çin’e turneler düzenlemişler, konserler sonrası gittikleri ülkelerden büyük övgüler almışlar.
İdareciliklerinin yanında çaldıkları müzik aletleriyle gerek Türkiye’de gerekse dünya literatüründe söz sahibi olan Bülent Evcil ve Sezai Kocabıyık’a Türkiye’de yetişen genç müzisyenler hakkında bir soru yönelttiğimde; Bülent Evcil Çağdaş Eğitim Vakfı ve bir çok eğitim vakfının bu konuda gençlere eğitim verdiğini, yakın tarihte bu vakfın 14-20 yaş aralığındaki 187 genç arasından seçtikleri 20-30 kişilik bir gurubu seçmek ve yurt dışı eğitime yollamak için üç gün süren sınavda çok zorlandıklarını söyledikten sonra ; ‘’ Çok yetenekli ve kendi dallarında usta gençler var; bunları bizler yetiştiriyoruz. Hazır hâle geldikten sonra, diğer ülkeler orkestralarına alıyorlar. Bu gençler bizim operalarımızda ,orkestralarımızda görev almalılar. Onun için de acil olarak bu kurumlara kadro sınavı açıp gençlerimizin geleceğini garanti altına almalıyız.’’diyor.
Orkestramızın bir de yetişkinlerden oluşan Amatör Çok Sesli Korosu var. Bu koroyla ilgili sizlere 21 Mayıs 2017 tarihinde bir yazı yazmıştım. (wwwsechaber.com) Koro pazartesi günleri çalışmalarına devam ediyor ve orkestra senede bir veya iki kere bu koroyu da programlarına alıyor.
Sanatçılık mı yoksa idarecilik mi zor hangisini tercih edersiniz? diye sorduğumda idareciliğin belirli kanun ve yönetmeliklerle sınırlandığı için daha kolay olduğunu; sanatçılığınsa evrensel olup daha zor olduğunu söylediler.
Sevgili okuyucularım hem idarecilik hem orkestralarında şeflik yapan ve genel müzik yönetmeni ENDER SAKPINAR’la birlikte ATATÜRK ilkeleri doğrultusunda çalışan yönetim kurulu üyeleri (beş kişi) ek bir makam tazminatı almadan büyük ölçüde de maddi ve manevi fedakârlıklarla bu görevi sürdürüyorlar. Son olarak Evcil ve Kocabıyık’a önümüzdeki sezon için ne gibi sürprizler var? Diye sorduğumda; ‘’Mart ayında yeni seçilecek yönetim kuruluna yaptıkları çalışmaları taslak halinde bırakacaklarını .’’ söylediler.
Tüm İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası çalışanları gibi biz klasik müzik sevenler , en kısa zamanda orkestramızın devamlı bir konser salonuna kavuşmasını arzuluyoruz.
O zamana kadar da sizleri yalnız bırakmayacağız ve sizinle birlikte salon salon peşinizden geleceğiz.
Başarılar hep yanınızda olsun.
Coşkun Nehir
www.coskunnehir.com.tr