Mu Kıtası seminer notlarımdan birkaç bilgi ve kendi iddialarımdan birkaçını paylaşmak isterim sizinle.
Mu Kıtası, Dünya hayatının ilk başladığı yer olarak gösterilen ve bu yönde somut bilgilere ulaşabildiğimiz ilk coğrafya şimdilik. Mu’dan öncesi olarak bahsedilen 2 coğrafya daha var ve fakat bunlar kanal bilgileri olduğu için, somut bir veri şimdilik yok.
Mu Kıtası kolonilerinde bulunan tablet, yapı ve yazmalardan öğrendik ki, Mu Kıtası’nda tıpkı Sümerler’de olduğu gibi ‘Göksel Atalar’dan bahis var. Kâinat’ın karanlık sularında yüzen 7 başlı bilge bir yılan, 7 zihniyle hayatı, 7 günde var ediyor. Mu tabletlerinde anlatım bu şekilde. Bu 7 gün içindeki yaratım, gün gün aktarılmış. Aynı anlatım Sümerler’de var. Yine aynı anlatım, Babil Mitolojisi’nde de vardır. Bu yüzdendir ki yılan, tüm kadim kültürlerde yaratım, dönüşüm, şifâ, bilgelik ve doğum anlamları taşır.
Mu Kıtası’nda ‘Khan’ olarak yazılan yılan, ‘süssüz yılan’dır. Khan hayatı, varoluşu, suları ve hayatın sulardan geldiğini sembolize ediyordu. Bu anlam ve aktarış, kolonilere de sirayet etti elbette. Mu’dan sonraki en büyük antik imparatorluk olan Uygur İmparatorluğu’nda Khan, Kağan oldu. Yani, Kadim Türk Kültürü’ndeki Kağan sıfatı, Mu Kıtası’ndan gelmektedir. O yüzdendir ki, yılan ve ejder sembolizması Türkler için daima önemli olmuştur.
Araştırdığım tüm kadim mitolojilerde yılan semboliği, Nibiru’dan Dünya’ya inen 2.Anunnaki olan Enki’dir. Enki, suların, bilginin, bilimin efendisi olarak geçer ve sürekli bahsettiğimiz Kova Çağı – Altın Çağ, onun çağıdır. Yaklaşık 2000 yıl süreceği söylenen bu çağın temel özelliği, bilim ve teknolojinin başrolde olmasıdır. Günümüze baktığımızda bu çağın başlamış olduğunu düşünebiliriz. Antik medeniyetlerin işaret ettiği bu zaman, bana göre içinde olduğumuz zamandır. Bu çağ hakkında net bir tarih olmasa da, uzmanları yaklaşık bir tarih aralığı verebilir.
Ne demiştik, Enki bilginin, dönüşümün, şifânın sembolü yılan ile temsil edilir. Ve ayrıca Enki, çift başlı kartal ile de simgelenir. Bu benim iddiamdır. Araştırmalarım ve içsel rehberliğim ile ulaştığım sonuç budur. Çift başlı bir kartal ile yaratılışın tasvir edildiği tablet, bana göre bu iddiam için destek niteliğindedir. Tablette suların efendisi Enki, başı üzerinde çift başlı bir kartal, tanrısallığı ifade eden dağ keçileri, yaşam ağacı, 7 Apkallu bilge rahibinden ikisi ve geldiği Nibiru’yu sembolize eden + ile birlikte gösterilmiştir. Sitchin, + işaretinin Nibiru’yu ifade ettiğini söyler.
Mu ve Atlantis batmadan önce oluşturulan Agartha’nın da sembolü +’dır. Bu sembol, Mu bilgilerinde sürekli geçen adı geçen 4 kozmik güçtür. Kadim Türk Kültürü’ndeki efsanelere baktığımızda zaten bu yöndeki bilgiyi, yani kozmik yaratımı görüyoruz. Bu minvalde, yine bana göre, Enki’nin başı üzerinde resmedilen çift başlı kartal, Sümerler’in göksel sandal dedikleri {ki, kartal gemiler olarak da geçer} uzay gemisinin sembolizmasıdır. Bu gemilerle yaptıkları yolculuklar, tablet bilgilerinde mevcuttur. Öyle ki Enok gibi, göğe alındığı söylenen antik zaman kişilerinin anlatımlarında yer alan, ateşler ve duman çıkaran, ışıklar ve güçlü sesler yayan, gökte yol alan araçlardır. Nibiru sembolünün { + } ve uzay aracı dediğim çift başlı kartalın birlikte verilmesi, açık bir mesajdır. Dolayısı ile Enki, Kadim Türk Kültürü’ndeki Kağan’lara kut veren tanrısal bir kahramandır. Tıpkı uzak akrabalarımız kızılderililerde olduğu gibi.. Fotoğrafta da görebileceğiniz gibi, Mu kolonisi Maya’lar ve kültür devamlılığı olan Aztek’lerde de çift başlı kartal sembolizmi vardır. Aztek Kralı’nın başlığında yer alan çift başlı kartal, kralın kutsandığını ve gücünü temsil eder.
Birbirine bağlı tüm bu aktarımlar çok önemlidir. Bilgi bize bakmakta ve keşfedilmeyi beklemektedir. Simyacıların dediği gibi; Felsefe Taşı aslında gizlide değil, göz önündedir. İşlenmesi ve dönüştürülmesi gerekir.
Sevgiler
G.D.Deniz