“Kıskanç değilim diyen adam sokağa çıkıp gezmesin”
DİZİ ve sinema oyuncusu Tolga Güleç, herkesin görüşüne saygı duyduğunu, ’Ne Rabiacı, ne de başka bir şey’ olmadığını anlatırken, “Apolitik de değilim. Bir düşüncem var, herkesin de bana saygı duymasını bekliyorum.
Uuydu aracılığı ile Birleşik Arap Emirlikleri’nden yayın yapan MBC4’te Zeynep Özek’in hazırladığı ’Turki Extra’ programında Tolga Güleç ile yapılan röportaj ekrana geldi. Güleç, bugüne kadar işsiz kalmadığını, şu an proje değerlendirme aşamasında olduğunu, boş zamanlarında biraz televizyon izlediğini, bol spor yaptığını, 9 aylık, köpeğini sahilde gezdirdiğini anlattı.
Yaz mevsiminin yaklaştığını 9 kilo verdiği için rahat olduğunu anlatan Tolga Güleç, geçen yıl ’Adını Kalbime Yazdım’ dizisinin çekimi için ilk kez gittiği Mardin’den çok etkilendiğini söyledi. Güleç, şöyle konuştu:
“Mardin’i tek bir cümle içerisinde kullanabilirim; Medeniyetler şehri. Önümde ikisi İstanbul biri Mardin’de olmak üzere 3 iş vardı. Tercihi Mardin için kullandım. 7 ayım orada geçti. Döndüm. İki haftada özlüyorum. Oradaki insanların, buradaki insanlarla hiçbir alakası yok. Ayrı bir ülke gibi bir yer.
Komşular kapılar açık uyuyor. Kimseye hor gözle bakmıyor. Bir lokma ekmeğin yarısını sana vermek zorunda hissediyor. Şimdi yine gitme ihtimalim var. Mahsun Kırmızıgül’le görüşüyoruz. O iş de Mardin’de. Benim kısmetin herhalde Mardin. Evliliğimin 1 ay sonrasında Mardin’e gittim. ‘Şehir dışı iş yapmam‘ demiştim. Şu an orası yine beni çağırıyor gibi hissediyorum.”
Tolga Güleç, Türkiye’de 3 sezon yayınlanan, Arap ekranlarında da beğeniyle izlenen ’Öyle bir geçer zaman ki’ dizisi ekibini ailesinden fazla gördüğünü, bazen günde 20-24 saat çalışmalarına rağmen kimsenin kimseye bağırdığını duymadığını anlattı. Güleç, “Herkes çok anlayışlıydı. ‘Sorunlu setler var’ dediklerinde inanmıyordum. Bunu gördüm sonra.
Fakat, orada kimse orada sorun yaşamadı. Moda’da oturan ‘Cemile’yi oynayan Ayça Bingöl ile hala görüşürüm, kapı komşum gibidir. ‘Osman’ı ‘Küçük Ağa’da izledim. Bizim Emir (Emir Berke Zincidi) başımızın tacı, maskotumuzdu. Onunla bile birçok şeyi paylaşmışız. Büyük adam gibiydi. Oturup dertleşmişizdir onunla. Sorunlarını anlatırdı. Örneğin annesiyle kavga eder, gelir ‘Aras ağabey, Tolga ağabey annem böyle yaptı’ diye anlatırdı. ’Anneye bağırma’ derdik, bir daha annesine bağırmazdı” dedi
Tolga Güleç, bir soru üzerine ’Sosyal medya’ ile fazla ilgili olmadığını ancak gündemi takip ettiğini belirti. Güleç, sosyal medyada daha çok okumayı tercih ettiğini kaydederek şöyle konuştu: “Örneğin ’Uyandım’, ’Yemeğimi yedim, evdeyim’ falan yazıyor. Eeee? Ben bunu yazacak adam değilim mesela. Bir şey yazıyorsam anlamı olmalı, bir yere gitmeli. Mizah gücü olmalı ki, o fikre sahip olduğum, ilham geldiği anlarda bir şey yazabileyim veya gündemi tartışabileyim. Ama ben ne yazarsam mutlaka karşı görüşü olacaktır.
Ben insanlarla tartışmayı, kötü olmayı sevmiyorum. O zaman ‘Beni takip etme kardeşim.’ Benim dünya görüşüm bu. O yüzden durdurdum bu ara. Bu arada hükümet olayları Gezi olayları kimseye karşı durmak istemiyorum. Herkesin görüşüne saygı duyuyorum. Ne Rabiacı, ne de başka bir şeyim. Ama apolitik de değilim. Bir düşüncem var, herkesin de bana saygı duymasını bekliyorum. Takipçi sayısı ne kadar çok veya az olursa olsun herkes bir şeyleri paylaşmalı, Twitter durdurulmamalı. Twitter’i durduran, komik duruma düşer. Durdurulamaz; burası Türkiye.”
ANNEM GİBİ BİRİSİNİ BULDUĞUM İÇİN EVLENDİM”
Tolga Güleç, eşi Yeliz Şar ile her evlilikte görülebilecek sorunları yaşadıklarını kabul ederken şöyle devam etti: “Evliliğin birkaç hafta sonrasında Mardin’e gitmek zorunda kaldım. Uzak kalınca da sorunlar başladı. O, gelip gidemedi. Ben gelip gidememeye başladım. Çünkü haftanın 6 günü çalışıyordum. Şu an bir sorun yok. (Sağ bileğinin altına yazdırdığı ‘Yeliz’i göstererek). Gördüğünüz üzere..
Evlenmeyi düşünmeyen bir adamdım ben. Bir anda oldu. 32 yaşındayım. ‘35’e kadar yolu var” diyordum. 31.5 falandı evlendim yani. Bir anda oldu. “Annem gibi birisini bulduğum için evlendim. Onun karakterine hayrandım çünkü. Onun karakteri, güzelliğine hayrandım.”
“KISKANÇ DEĞİLİM DİYEN ERKEK SOKAĞA ÇIKIP GEZMESİN”
Tolga Güleç, eşinin her şeyine karıştığı ve kıskanç olduğuna dair iddiaları hatırlatan Arap sunucu Liana Dahdouh’a, “Tabii ki kıskancımdır. ‘Kıskanç değilim’ diyen erkek sokağa çıkıp gezmesin ’Erkeğim’ diye. Erkek, kadınını, karısını kıskanmalı. Ben öyle gördüm. Kıskanmayana da saygı duyuyorum. Ama ben sonuna kadar sahiplenirim. Küçükken annemi kıskandığım gibi şimdi de eşimi kıskanıyorum. Sırayla; sonra da çocuğumu kıskanacağım” karşılığını verdi.
Güleç, Türkler arasında kız isteme sırasında damada ‘Tuzlu kahve verme’ geleneği olduğunu ancak, eşi Yeliz’in kendisine kıyamayarak, çok az tuz attığını anlatırken, “Onu hissetmedim bile. Olsa da heyecandan anlayamazdım. İlk defa kız istiyoruz. Anne baba yanında nasıl davranılır, nasıl nefes alınır onu bile bilmiyorsunuz. İki senedir beraberdik. Daha birbirimizin neyini tanıyacağız?” dedi.
“GAY DEĞİLİM”
Güleç, evlenmeden önce arkadaş grubundaki hakkında haberlerde herkesle ayrı ayrı ‘Sevgili’ yazıldığını, buna engel olamadığını, sonunda “Nasıl biliyorlarsa öyle yapsınlar” demeyi tercih ettiğini anlatırken, “Gay değilim.
Tabii ki kız arkadaşlarım olacak. Evlenmesem olmaya da devam edecekti. Ama herkesle adım çıkacağı anlamına gelmezdi” diye konuştu. Sunucunun “Romantik değilmişsin” sözleri üzerine Tolga Güleç, “Beceremiyorum’ diyelim o da benim karakterim değil. Çok denedim, evlenme teklif edemedim. O kadar yalan geldi ki bana.. Bir gün bir tartışma sırasında ‘Hadi gel evleniyoruz’ dedim. Gel senle deneyelim bak bu çiçeği verirken gülüyorum yani” dedi.
Hürriyet