Migdal bavel ,Towel of Babel
Anneye babaya doğuyoruz ,bir eve ,bir şehre ,bir ülkeye …
Ve bir dile doğuyoruz ,o dil ki tamamen ruhumuza işleyen, ninnilerimizle ,türkülerimizle ,sevinçlerimizle ağıtlarımızla birlikte ete kemiğe bürünüp bizimle büyüyüp, gelişen dilimiz.
Ülkemden uzakta kulağımda farklı dillerin melodileri…Seyrediyorum, farklı ırklarda, farklı inanışlardaki insanların toplanmış olduğu bu ülkede; Afrika, Hindistan, Filipin, Çin, Türkiye, İsrail, Meksika, Brezilya ve adını bilemediğim onlarca ülkeden kopup gelen insanlarla her daim dirsek temasında olduğum saatlerde herhangi bir gunu veya gece ayni sofrayı paylaşabiliyorum burada.
Çok uzak coğrafyalardan gelmiş insanların davranışlarına baktığım zaman su kanıya varıyorum; İnsan her yerde insan Tanrı insanin hamurunu ayni malzemeden yaratmış. “Ayni sekilde aşık oluyorlar, bebekler ayni şeylerden mutlu oluyor, gençler ayni şeylere heyecanlanıyor yetişkinlerin hayattan beklentileri ayni
Ayni da …
Diller farklı ve dil insanlar arasına nasıl da uzaklıklar koyuyor ,bazen de yakınlıklar .Ayni dili konuşamasak da gözlerimiz ve yüreğimiz ile konuşuyoruz bazen.
Simdi bunları niye anlattım, kısaca onlarca farklı dil olmasına rağmen canlıların ayni şekilde doğdugu ‘ayni şekilde sevdiği, ayni ortak noktalardan zevk aldığı çok açıkken bu farklılık neden doğmuş, tek bir dil yetmez miymiş diye düşünmeden edemiyorum.
Gelelim bu konularda günümüze kadar gelen efsanelere ; Tevrat in Tekvin bölümünde anlatılan efsaneye göre Babiller güçlerini ve medeniyetlerini kanıtlamak amacı ile göğe erişşen bir kule yapmak istemişler, ancak Tanrı bu duyguların insanları ele geçirmesini istemediğinden, insanların anlaşamamalari için farklı diller konuşmalarını sağlamis.
İşte hikaye ,
Migdal Bavel -Babil Kulesi-Tower of Babel
Efsaneye göre Tanrı kendisine ulaşmaya çalışan insanların kendini beğenmişliğine kızar ve o zamana kadar ayni dili konuşmakta olan insanların dillerini karıştırarak birbirlerini anlamalarını engeller. Dini bir bakış açısı ile bu öykü sıklıkla insanin kusurluluğunu Tanrının kusursuzluğu ile kıyaslayarak dünyadaki yüzlerce dilin kökenini açıklamak amacı ile kullanılır. Pek çok efsanede ve kutsal kitaplarda adi gecen Babil kulesi, yeryüzündeki ulusların ve onların konuşmakta olduğu binlece dilin nasıl ortaya çıktığı ile ilgili bir inanış unsurudur.
İnsanlar Tanrıya ulaşmak ve ona daha yakin olmak için uyum içerisinde ve buyuk bir istekle göğe yükselen bir kule inşa etmeye girişmişler ve kule çok geçmeden yükselmeye başlamiş ve bunu gören Tanrı kuleyi inşa eden her insana ayrı bir dil vermiş ve onları dünyanın dört bir tarafına savurmuştur. İnsanlar birbirleri ile anlaşamadıkları için kulenin yapımı da durmuş ve dünya üzerinde çok sayıda ulus ve bu uluslara ait binlerce dil türemiştir.
Kissadan hisse: Hırslar ve baskın gelen guç kanıtlama duygusu eşittir ‘Ey insanoğlu! yine ne yaparsan kendine yaparsin…’