Muhterem Nur, Müslüm Gürses’in bağlı olduğu yaşam destek ünitesinin fişinin kendisine haber verilmeden çekildiğini ve eşinin ölümünün 4 gün boyunca kendisinden gizlendiğini öne sürdü.
“Biz hastaneye gülerek gitmiştik. Ameliyat olması gerektiğini söylediklerinde o ameliyat olmak istemedi, ‘Beni eve götür’ dedi. Nasıl olduysa, kafamın karışık olduğu bir anda bir kağıt imzalattılar. Daha sonra Müslüm’ü apar topar ameliyata aldılar. Kâbusum böyle başladı” diyen Muhterem Nur, şöyle konuştu:
Biz hastaneye gülerek gitmiştik. Ameliyat olması gerektiğini söylediklerinde o ameliyat olmak istemedi, ‘Beni eve götür’ dedi. Nasıl olduysa, kafamın karışık olduğu bir anda bir kağıt imzalattılar. Daha sonra Müslüm’ü apar topar ameliyata aldılar. Kâbusum böyle başladı” diyen Muhterem Nur, şöyle konuştu:
“Müslüm’ün komaya girecek bir durumu yoktu. Ne olduysa yoğun bakımda oldu, mikrop kaptı. Yılbaşı öncesi saz grupları mı dersiniz, temizlikçiler mi, yoğun bakım ünitesine herkesi aldılar.
Böyle bir ortamda tabii ki mikrop kapar. Hemşireler bile başı açık, ayakkabıyla dolaşıyordu orada. Onu ilgisizlik, dikkatsizlik ve ihmal öldürdü. Bana da öldüğünü 4 gün sonra söylediler.Sakladılar, çünkü suçlu olduklarını biliyorlardı. Öldüğünü söyledikten sonra bir başka kağıt daha imzalattılar. O da defin işlemleri içinmiş. Ben Müslüm’ün hastanede olduğunu zannediyordum, meğer mezarlığa gasilhaneye götürmüşler. Oraya gidip Müslüm’ü gördüm.
Ağzına koydukları beyaz bez artık siyaha yakın bir hâl almıştı. Belli ki ölümü günler öncesinden olmuştu, bundan iyice emin oldum. Onun ölümü, bana haber verilmeden fişi çekilerek oldu.”
Muhterem Nur, şikayetçi olup olmayacağı sorusuna şöyle yanıt verdi: “Zaten hastanede her tarafını delik deşik ettiler, bir de otopsi için mezarında rahatsız edilmesini istemiyorum. Benim önceliğim, kocamın mezarında rahat uyuması.”
(Mynet)