-…”ŞİMDİ BÖYLE EFENDİM. FAKAT AKŞAMA KADAR DAHA ÇOK ZAMAN VARDI. BU SIRALARDAYDI Kİ 9. TÜMEN KOMUTANINDAN HABER GETİREN BİR SUBAY, DÜŞMANIN KUMTEPE’YE KUVVET ÇIKARMAYA BAŞLADIĞINI VE ORADA KUVVETİMİZ BULUNMADIĞINI 19. TÜMENCE BU TARAFIN DİKKATE ALINMASINI, 9. TÜMEN KOMUTANININ BÜTÜN KUVVETLERİYLE KİRTE’YE GİTTİĞİNİ BİLDİRİYORDU. KUMTEPE, KİLİTBAHAHİR’E EN YAKIN VE PEK ETKİLİ BİR NOKTADIR. BURASINI İHMAL ETMEK BÜTÜN MAKSATLARI KAYBA UĞRATABİLİR. BU KUVVETLERİ SALDIRIYA DEVAM ETTİRMEK VE TÜMENİN TAMAMIYLA BİZZAT KUMTEPE’YE YETİŞMEK OLDU. BUNA DAİR GEREKEN EMİRLER VERİLDİ. FAKAT BİZZAT TÜMENİN TAMAMINA YETİŞMEYİ TERCİH ETTİĞİM İÇİN HEMEN HAREKET ETTİM. KOMUTAN HEMEN HAREKET EDİYOR VE KOCADERE’DE DE 77.ALAY’A ONDAN SONRA DA 72.ALAY’A YETİŞİYOR. ÖĞLEDEN SONRA SAAT 1.00 SIRALARINDA MALTEPE’YE YAKLAŞTIĞI SIRADA BAZI SESLERİN KENDİ İSMİNİ ÇAĞIRMAKTA OLDUĞUNU İŞİTİYOR. SESLERİN GELDİĞİ TARAFA YAKLAŞIYOR. BAKIYORKİ KOLORDU KOMUTANI ESAT PAŞA VE YANINDAKİ KURMAY SUBAYLARI… ESAT PAŞA, GELMİŞ OLAN SON RAPORU OKUYOR VE GÖRÜLÜYOR Kİ BU RAPOR AYNI ZAMANDA KENDİSİNE AİTTİR. VE BİRAZ ÖNCE GELİP DÜŞMANIN KUMTEPE’YE ÇIKTIĞINI HABER VEREN SUBAY, BU RAPORDA SÖZÜ EDİLEN HUSUSLARI SÖYLEMİŞTİR. HÂLBUKİ OKUDUĞU YAZILI RAPOR’A GÖRE DÜŞMANIN KUMTEPE’YE ÇIKTIĞI DOĞRU DEĞİDİR: “BAKINIZ, BU RAPORUN SÖZLÜ OLARAK BİLDİRİLMESİ SIRASINDA ‘BİR KUMTEPE’YE ASKER ÇIKTI.’ CÜMLESİNİN İLAVESİ BÜTÜN TAKTİK KARARLARINI DEĞİŞTİREBİLİYOR VE HEM DE PEK ÖNEMLİ ŞEKİLDE DEĞİŞTİREBİLİYOR. İŞ BU ŞEKİLDE ANLAŞILDIKTAN SONRA KOLORDU KOMUTANI PAŞA HAZRETLERİ KARARIMI SORDULAR.”
*Mustafa Kemal Paşa da bütün kuvvetleriyle Arıburnu’ndaki düşmana saldırmaya devam edeceğini arz ediyor. Kolordu Komutanı Paşa kabul ediyorlar ve Mustafa Kemal Paşa derhal yanından ayrılıyor, savaş alnına geliyor. 77.Alay’ı, 27.Alay’ını solundan düşmanın sağ kanadı üzerine saldırıya geçiriyor. İhtiyatlarını ve sahra bataryasını gerekli yerlere yerleştiriyor. Kendisi de sağ taraf gidip oradan savaşı idare ediyor. Bizimkiler o kadar ilerlemişler ki düşman geri çekilmeye devam ediyor, hatta bir kısmı sandallara bile binmekle meşgullermiş. Fakat akşam olmuş. Gece bastırana kadar değişik emirlerle saldırıya gönderilmiş olan Birlik Komutanları, Tümen Komutanının ısrarı üzerine tâ ki düşman tamamıyla kovalansın diye saldırılarına devam etmişler ve pek de başarılı saldırılarda bulunmuşlarsa da düşmanı tamamen sürememişler. Gece de pek ilerleyince savaş kesilmiş. Bu ani sessizliği fırsat bilen düşman karaya yeniden asker çıkarmaya başlamış.
Demek ki, dedi Paşa:
-…”25-26 NİSAN GECESİ DURUM HAKKINDA HİÇBİR TARAFTAN SAĞLIKLI BİLGİ ALAMIYORUM. GECE KARANLIĞINDAN DOLAYI SAVAŞIN GÖRÜNÜŞÜNÜ GÖZDEN KAYBEDİYORUM VE DURUMU ETRAFIYLA ANLAYABİLMEK İÇİN SABAHA KADAR CEPHEYİ BİZZAT DOLAŞIYORUM. ORADAN TELEFON MERKEZİ YAPILMASINI EMRETTİĞİM KOCADER’YE GELİYORUM. ORADA İYİCE ANLADIĞIM YENİ DURUMA GÖRE SAĞ KANATTAKİ İHTİYAT KUVVETLERİNİ ALIP MERKEZE VE SOL KANADA YAKLAŞTIRIYORUM. VE KENDİM DE DAHA SONRA KEMALYERİ ADINI ALAN MERKEZDEN SAVAŞI İDARE EDİYORUM.”
*Savaşın yalnız bir gününü dinlemekle içimde çarpıntılar, coşkunluklar, adım başı fışkıran binlerce beklenmedik zorlukların ağırlığı doluydu. Sordum ki: Arıburnu olayları yalnız bundan ibaret midir? Paşa, bütün ruhumda dehşetler uyandıran o boğuşma sahnelerini, o kan ve barut kokan manzaralar keşfetmiş tecrübeli bir adam ağır başlığıyla gülümsedi.
-…”NE O, YORULDUNUZ MU? DAHA BU OLAYIN BAŞLANGICIDIR.
-…”BENİM ARIBURNU’NDA 25 NİSAN’DAN 17 MAYIS’A KADAR YİRMİ ÜÇ GÜNLÜK “ARIBURNU KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI’MI VE ONDAN SONRA DA BÜTÜN CEPHENİN SAĞ TARAFINDA TEKRAR VE YALNIZ 19. TÜMEN KOMUTANLIĞINI’M VARDIR. BU SÜRE İÇİNDE BİRÇOK SAVAŞ OLAYI GERÇEKLEŞMİŞTİR. BİZ YALNIZ ÖNEMLİ GÜNLERİ İŞARET EDEBİLİRİRZ.”
*Ve önünde duran sigara paketini uzattı. Bir sigara daha yaktık. İkimizin de küllüğü dolmuştu. Paşa çıngırağı da çaldı. Arkamdaki mahmuz şıkırtısına:
-…”ÇOCUK BİZE İKİ KAHVE DAHA YAPIN. SONRA DA ŞU SOBANIN ATEŞİ SÖNMESİN,” dedi.
—“Başüstüne Paşam.
*Ve biz yine başladık:
-…”DÜŞMAN, 26 NİSAN’DA, YANİ GECEDEN BERİ ÇIKARMAYA DEVAM ETTİĞİ KUVVETLERLE YENİDEN BİRİNCİ HATTINI TAKVİYE EDİYOR. ÖNCE SAĞ KANADIMIZA, SONRA DA SOL KANATLA MERKEZDE BULUNAN BİRLİKLERİMİZE ÜSTÜN KUVVETLERLE SALDIRIYA GEÇİYOR. FAKAT BİRLİKLERİMİZ, SAYICA ÜSTÜN DÜŞMAN KUVVETİNİN SÜNGÜ SALDIRISINDAN KENDİNİ KORUMAK ŞARTIYLA ARADAKİ MESAFEYİ KORUMAK ÜZERE YENİLGİYE UĞRAMAKTAN KURTARILIYOR. İŞTE BU ŞEKİLDE 26 NİSAN GÜNÜ MAĞLUP OLMADAN KAZANILIYOR.”
*Paşa dedi ki:
-…”BU, ASKERİMİZİN EN ÖNEMLİ ŞEKİLDE FEDAKÂRLIK VE KAHRAMANLIK DİYEMEM, ÇÜNKÜ TÜRKLER’İN BUNDAN DAHA KAHRAMAN OLDUKLARI, DAHA FAZLA FEDAKÂRLIK GÖSTERDİKLERİ GÜNLERİ HATIRLIYORUM. HER HALDE BENİM İÇİN ASKERLERİMİZİN DİRENCİ VE DAYANIKLILIĞI, SUBAYLARIMIZIN OLSUN KOMUTANLARIMIZIN OLSUN, CESARETİ VE AZMİ SAYESİNDE KAZANILMIŞ ÖNEMLİ BİR GÜNDÜR.
DİYEBİLİRİM Kİ; BENİM EN ELVERİŞSİZ DURUMUM 26 NİSAN GÜNÜYDÜ. ÇÜNKÜ BEŞ İNGİLİZ ALAYINA KARŞI DURAN KUVVETİM DÜNKÜ, YANİ 25 NİSAN GÜNKÜ ŞAN GETİREN ŞİDDETLİ SALDIRILARLA ÖNEMLİ KAYIPLARA UĞRAYAN 57. ALAY’DAN İLİŞER TABURLU OLAN 27. VE 77. ALAYLARDAN FAYDALANILMAYACAK DURUMDA BULUNAN 72. ALAY’DAN İBARETTİ.
GERÇEKTEN DE 25 NİSAN SAVAŞIYLA ARIBURNU CEPHESİ BAŞARILARININ TEMELİNİ KURAN, İNGİLİZLERİN BU CEPHEDE GAYRETİNİ KIRIP PLANINI YOK EDEN BU KUVVETTİ. 27 NİSAN GÜNÜ İKİ ALYLIK KUVVETİN DAHA EMRİM ALTINA GİRECEĞİ ANLAŞILDI. 26-27 NİSAN GECESİNİ KOCADERE KÖYÜ’NDE GEÇİRMİŞTİM. KESİN KARARIMI GÜNDOĞUMUNA YAKIN BİR ZAMANDA VERDİM. O ZAMANDA Kİ DÜŞMAN KABATEPE YÖNÜNDEN KOCADERE KÖYÜ’NÜ DONANMASIYLA ATEŞ ALTINA ALMIŞTI. İŞTE GEREKEN SALDIRI EMRİ BU ATEŞ ALTINDA YAZILMIŞTIR. BU EMİR, EMİR ETLILARIYLA BİRLİK KOMUTANLARINA GÖNDERİLDİ. SONRA BEN DE BİZZAT KEMALYERİ’NE GİTTİM. SAAT 07:00 İLE 08:00 ARASINDA SOL KANATTA DA BİRLİKLERİMİZİN SALDIRI HAREKETLERİNİ GÖRÜYORDUM. SALDIRI BÜTÜN CEPHE ÜZERİNDE BAŞARIYLA DEVAM EDİYORDU. DÜŞMAN KANLISIRT’TA FİRAR ŞEKLİNDE GERİ ÇEKİLMEYE BAŞLADI.
SAAT 10.00’DAN SONRA İDİ. SAĞ KANADIMIZ DA DÜŞMANI SIKIŞTIRMAYA BAŞLADI. GERİ ÇEKİLMEYE MECBUR ETTİ VE TAKİBE KOYULDU. ÖĞLEDEN SONRAYDI Kİ DÜŞMANIN KANLISIRT’TAN GERİ ÇEKİLEN KISIMLARDAN GERİYE KALMIŞ OLANLAR VE KIRMIZI SIRT’TA DA ENSON GERİ ÇEKİLDİKLERİ AVCI HENDEKLİ MEVZİ’İNDE DÜŞMAN ASKERLERİ TÜFEKLERİNİ BIRAKARAK HEMEN HEMEN TAMAMI SİPERLERİNİN ÖNÜNE ÇIKMIŞ, ŞAPKA, BEYAZ MENDİL, BAYRAK SALLAYARAK TESLİM OLMAK İSTİYORLARDI. BÜTÜN BU MAZARALARI KEMALYERİ’NDEN BEN VE YANIMDAKİLERİN HEPSİ DÜRBÜNSÜZ OLARAK SEYREDİYORDUK. BU ARALIK TÜMEN KURMAY BAŞKANI İZZETTİN BEY’DEN ALDIĞIM RAPORLARDAN, GEREKSE BİZZAT GÖZLEMLERİMDEN ANLIYORDUM Kİ DÜŞMANIN ARIBURNU’NUN DOĞUSUNDAKİ SIRTLARDA HİÇBİR FAALİYET ESERİ KALMAMIŞTIR.
SAĞ KANADIMIZ KARŞISINDA DÜŞMAN ASKERLERİ SAHİLE SIĞINMIŞLARDIR. YALNIZ GERİ ÇEKİLME NOKTASINA UZAK KALAN DÜŞMANIN KANLISIRT’LA KIRMIZI SIRT’TAKİ DURUMLARINDAN DOLAYI MERKEZTEPE’DE KALMIŞ OLAN KISIMLARI DA SAĞ KANADIMIZIN KÖMÜRKAPI DERESİ VE BAMBA SIRTLARINA KADAR İLERLEYEREK ÖZELLLİKLE YÜKSEKSIRT’TA ALDIKLARI HÂKİM POZİSYONUNDAN DOLAYI ÇEKİLEMİYORLAR, İSTER İSTEMEZ DAYANIYORLARDI.
DÜŞMANIN ASIL DİRENCİ YÜKSEKSIRT’IN BATISINDA VE HAİNTEPE’DE GÖRÜLÜYORDU.
SONUNDA GECE OLUNCA BİRLİKLERİN OLAĞANÜSTÜ YORGUN OLDUĞU DA ANLAŞILMASI ÜZERİNE KAZANILAN BAŞARIYLA YETİNİLDİ. SAVAŞ DURDURULDU, TUTULAN VE KAZANILAN HATLARIN GÜÇLENDİRİLMESİ EMRİ VERİLDİ.
28 NİSAN GÜNÜ GÖRÜLEN DURUM ŞU:
DÜŞMAN SAĞ KANADIMIZ KARŞISINDA YÜKSEKSIRT’IN SAHİLE BAKAN KISMINDA, KÖMÜRKAPI DERESİ İÇİNDE YAMAÇLARA TUTUNMUŞ BİR HALDE. BUNA KARŞILIK BİZİM BİRLİKLERİMİZ, CESRETTEPE’DEKİ DÜŞMAN TEPENİN EN YÜKSEK HATTINDA, BUNUN KARŞISINDAKİ BİRLİKLERİMİZ DE EDİRNE SIRTI’NDA, KIRMIZI SIRT VE KANLISIRT’TA İMİŞ. TEPEDEKİ HAT TEKRAR DÜŞMAN TARAFINDAN İŞGAL EDİLMİŞ VE BUNA KARŞILIK BİRLİKLERİMİZ SÖZ KONUSU HATTIN DOĞUSUNDA VE KARŞISINDA YER TUTMUŞ. DÜŞMAN GÜNDÜZ DE ÇIKARMAYA DEVAM EDİYORMUŞ.
KARAYA ÇIKARILAN DÜŞMAN KUVVETLERİ İLERİYE SEVK EDİLEREK İLK HATLAR GÜÇLENDİRİLİYOR., HATLAR GÜÇLENDİRİLDİKÇE DE GENEL DURUMU DÜZELTEBİLMEK İÇİN CEPHENİN BAZI NOKTALARINDA FAALİYETTE BULUNUYORMUŞ. BU FAALİYETLER SIRASINDA KANLISIRT TARAFINDAN SOL KANADIMIZI SABAHTAN BERİ SIKIŞTIRMAKTAYMIŞ. BU SALDIRISI DURDURULMUŞ.
O GÜN DÜŞMANIN DOKUZ NAKLİYE GEMİSİNDEN KARAYA DÖKÜLEN ASKERLERİNDEN BAŞKA SEKİZ NAKLİYE GEMİSİNİN DAHA UFUKTAN KIYILARA DOĞRU YAKLAŞIP BÜYÜMEKTE OLDUĞU GÖRÜLÜYORMUŞ. BU ŞEKİLDE GİTTİKÇE KALABALIKLAŞAN DÜŞMANIN KARŞISINDA BEKLEMEKTENSE, KESİN SONUCU KAZANMAYA YETECEK KADAR KUVVET GETİRMEK İÇİN MUSTAFA KEMAL PAŞA, DURUMU UYGUN KOMUTANLARDAN İSTEKDE BULUNMUŞ. İSTEĞİ KUVVETLERİ ALINCA CEPHESİ GENİŞLEDİĞİNDEN DEĞİŞİK KOMUTANLARLA DEVAMLI OLARAK BAĞLANTIYI SAĞLAMAK ZORLAŞMIŞ. ONUN İÇİN CEPHESİNİ ÇEŞİTLİ MINTIKA KOMUTANLIKLARINA AYIRMIŞ.
29 NİSAN:
DÜŞMAN SAĞ KANADIMIZA SALDIRI GİRİŞİMİNDE BULUNMUŞSA DA DURDURULMUŞ.
30 NİSAN’DA; SAĞ KANADIMIZDAKİ SİPERLERE DÜŞMAN SALDIRMIŞ. FAKAT BİRLİKLERİMİZİN KARŞI SÜNGÜ HÜCUMLARIYLA GERİ PÜSKÜRTÜLMÜŞ, FAKAT TAMAMIYLA YERLEŞEN DÜŞMANIN YENİDEN ÖNEMLİ BİR SALDIRIYA KALKIŞACAĞINI MUHTEMEL GÖREN MUSTAFA KEMAL PAŞA, TAZE KUVVETLERLE DÜŞMANDAN ÖNCE DÜŞMANA VURMAYI KARARLAŞTIRMIŞ. O ZAMAN MINTIKA KUMANDANLARINI KEMALYERİ’NE YANINA ÇAĞIRIP SÖZLÜ TALİMATTA BULUNMUŞ.
*O gün yanında bulunan subaylara karşı söylediği sözlerden bazı kısımlarını bize vermesini kumandandan rica ettim ve şunları aldım;
-…”SALDIRI EMRİ VERMEDEN ÖNCE MUSTAFA KEMAL PAŞA RUHLARA HİTAP ETMEKTEN PEK KUVVETLİ SONUÇLAR BEKLİYOR. ONUN İÇİN DİYOR Kİ; “DÜŞMANIN, ALTI GÜNDEN BERİ İLK DEFA SALDIRARAK SARSTIĞIMIZ VE ARZİNİN SARPLIĞINDAN DOLAYI SONUÇ ALANA KADAR ŞİDDETLİ TAKİP EDEMEMEK YÜZÜNDEN BARINABİLİNEN KISIMLARIN KORUMASINDA ÇIKARMAKTA OLDUĞU VE ŞİMDİYE KADAR MAHVETTİĞİMİZ KUVVETLERİNİN İKİ TÜMENDEN FAZLA OLDUĞU ANLAŞILMIŞTIR. SEDDÜLBAHİR’DE VE KUMKALE TARAFLARINDA DA DURUM HEMEN HEMEN AYNI OLMUŞTUR. KARŞIMIZDA OLAN DÜŞMANI, BİR KİŞİ KALANA KADAR HEPİMİZ ÖLEREK HER NE OLURSA OLSUN DENİZE DÖKMEK KANATİNDEYİM. DURUMUMUZ DÜŞMANA GÖRE ZAYIF DEĞİLDİR. DÜŞMANIN MANEVİ GÜCÜ TAMAMEN YOK OLMUŞTUR. DEVAMLI SİPERR YAPARAK KENDİSİNE SIĞINACAK YER ARAMAKTADIR. SİPERLERİNİN CİVARINA BİRKAÇ MERMİ DÜŞMEKLE DERHAL KAÇTIĞINI KENDİ GÖZLERİNİZLE GÖRDÜNÜZ. DÜŞMANI BÜSBÜTÜN KAÇIRMAK İÇİN DAHA FAZLA DÜŞÜNMEYE GEREK YOKTUR. İÇİMİZDE VE KOMUTA ETTİĞİMİZ ASKERLERDE BALKAN UTANCININ İKİNCİ BİR DEVRESİNİ GÖRMEKTENSE BURADA ÖLMEYİ TERCİH ETMEYENLERİN BULUNACAĞINI KESİNLİKLE KABUL ETMEM. ŞAYET BÖYLELERİ OLDUĞUNU HİSSEDERSENİZ DERHAL ONLARI KENDİ ELLERİMİZLE KURŞUNA DİZELİM. ŞİMDİYE KADAR ELDE ETTİĞİMİZ BAŞARIYI TAMAMLAMAK İÇİN EMRİM ALTINA VERİLEN TAZE KUVVETLER SAVAŞ HATTINA ULAŞMAKTADIRLAR.”
Ve ruhları bu hitapla dolan komutanlara yapacakları saldırı hakkında gereken emirleri veriyor ve düzenlenmesini de Kolordu Komutanlığı’na arz ediyor. Kararı oraca da kabul görüyor. Bunun üzerine 1 Mayıs saldırısı gerçekleşiyor ki onun sonucunda ortaya çıkan durum, Paşa’ya göre o günden sonraki hareketlerin hiçbirisiyle değiştirilmesi mümkün olmayan durumdur.
Şöyle ki: Saat sabah 5:00’ten itibaren bir taraftan topçularımızın ateş açmasıyla, diğer taraftan hemen ardından gemli olan 14..alay’ın Boyun ve Merkez tepe’ye doğru ilerlemeye koyulmasıyla bütün cephe üzerinde topçu ve piyade savaşı başlamış oluyor. Düşmanın karada yalnız bataryası varmış. Birliklerimizle düşman hatları arasındaki mesafe pek az olduğu için düşman bataryaları piyademiz üzerine hiçbir etki yapamıyormuş.
Yalnız düşmanın savaş gemileri, özellikle Kabatepe tarafından savaş hatlarımızın gerilerini şiddetli ve devamlı ateşler altında bulundurmaktan bir an geri kalmıyormuş. Paşa’dan kendisinin bu savaşı nerereden idare ettiğini sordum:
-…”BEN BU SAVAŞI KEMALYERİ’NDEN İDARE EDİYORDUM.” Dedi. Çünkü o yerden bütün düşman mevzilerini, sonra da hemen hemen bütün birliklerimizin hareketlerini gözaltında bulundurabilmesi mümkünmüş.
Paşa dedi ki:
-…”DÜŞMANIN ŞİDDETLİ PİYADE VE MİTRALYÖZ ATEŞLERİ KARŞISINDA 14.ALAY’IN SALDIRISI AĞIR İLERLEMEKTEYDİ. YALNIZ DAĞ SINIFINDAN İBARET OLAN TOPÇUMUZ DÜŞMAN SİPERLERİ ÜZERİNE ATIŞ YAPARAK PİYADEMİZİN İLERLEMESİNİ KORUMA HUSUSNDA PEK FAZLA, AMA OLAĞANÜSTÜ FAZLA ÇALIŞMKTAYDI. SOL KANAT KUVVETLERİMİZİN SALDIRISI DA GÖRÜLMEYE BAŞLADI. SAAT 6.45 OLDU. 14.ALAY’A YAKLAŞTIRLMIŞTI. SOL KANAT KUVVETLERİMİZİN DAHA CİDDİ SALDIRMASINI, SAĞ KANAT KUVVETLERİMİZİN DE SALDIRIYLA 14.ALAY’A YARDIMDA BULUNMASINI EMRETTİM. SAAT 10.30 OLANA KADAR DEVAM EDEN DEVREDE DÜŞMANA PEK ETKİLİ OLMAMAKTA OLDUĞUMUZU GÖRDÜM.
BUNUN ÜZERİNE DÜZENLEMEDE BİRÇOK AYRINTIYA MÜDAHALE ETMEK GEREĞİNİ DUYMUŞ. BU KONUDKİ EMİRLERİN KOMUTANLARA ULAŞANA KADAR VE GERİDEN SEVK EDİLEN TAKVİYE BİRLİKLERİNİN SAVAŞ CEPHESİNE ULAŞMALARINA KADAR VE GERİDEN SEVK EDİLEN TAKVİYE BİRLİKLERİNİN SAVAŞ CEPHESİNE ULAŞMALARINA KADAR GEÇEN ZAMAN İÇİNDE SALDIRILARIMIZDA BİR DURULUK ORTAYA ÇIKMIŞ. KOMUTANLARDAN BAZILARI SALDIRININ DURDURULMASINI YAHUT HİÇ OLMAZSA GECEYE ERTELENMESİNİ RİCA ETMEKTELERMİŞ. HÂLBUKİ KOMUTAN DÜŞMANIN GERÇEKTEN BÜYÜK BİR BASKI ALTINDA BULUNDUĞUNU BİLDİĞİ İÇİN KESİ OLARAK SALDIRIYA KARAR VERİYOR.”
*Böyle bir baskının bulunduğunu ne şekilde değerlendirebiliyorsunuz efendim?
-…”BİR DEFA BULUNDUĞUM YER PEK UYGUNDU. BÜTÜN DURUMUNU BİRLİK KOMUTANLARININ TAMAMINDAN DAHA İYİ GÖREBİLİYORDUM. SONRA DA DEĞİŞİK KAYNAKLARDAN BİLGİ ALIYORDUM. MESELA DÜŞMAN KUMANDANININ “BURAYA YARDIM YETİŞTİRİNİZ” ŞEKLİNDEKİ BİR TELSİZ TELGRAFINI, MÜSTAHKEM MEVKİ’DE BULUNAN TELSİZ TELGRAFIMIZI KAPMIŞ. BUNU BANA BİLDİRMİŞLERDİ. BUNUN ÜZERİNE BAŞLANAN SALDIRIYA DEVAM ETMEK GEREKLİYDİ. DÜŞMANIN YARDIM KUVVETLERİ YETİŞMEDEN ÖNCE SALDIRIMIZI KESİN SONUCA ULAŞTIRMAK GEREĞİ GERÇEKTEN AÇIKTI. SONRA DÜŞMANI BİR AN ÖNCE SAHİLLERİMİZDEN ATMAK VATANSEVERCE BİR BİR GÖREVDİ. MAKSADINI BİRLİK KOMUTANLARINA BİLDİRDİM. BU MAKSADIN UYGULANMASI İÇİN ASKERLERİMİZİN SÜNGÜSÜNDEN BAŞKA GÜVENİLECEK HİÇBİR ÇARE YOKTU. ELİMDE BULUNAN BÜTÜN KUVVETLER İLERİYE YAKLAŞMIŞ BİR HALDEYDİ. BİR SALDIRI HAMLESİYLE DÜŞMAN MEVZİLERİNE GİRMELERİ İÇİN, BORAZANCILARLA VE TRAMPETLERLE GERİDEN ŞİDDETLİ BİR SALDIRI EMRİ VERDİRDİM. ÖĞLEDEN SONRA SAAT 4.00’TÜ. BÜTÜN CEPHEDE İLERİ HAREKET CANLANDI. ÖZELLİKLE MERKEZ GRUBU HAMLE YAPARAK İLERLEMEYE BAŞLADI. DOĞRUSU BÜTÜN BİRLİKLERİMİZ ÖVGÜYE DEĞER BİR ŞEKİLDE İLERLİYORDU.”
*Gayet ölçülü konuşan muhatabımın ağzında “ÖVGÜYE DEĞER” ifadesinin önemli manası vardı. Bu ifade benim açımdan tarifsiz fedakârlıklar, hayal gücünü tutuşturan kahramanlıklar demekti. Sonra ne oldu efendim?
-…”BİRÇOK ASKER BAZI YERLERDE DÜŞMAN SİPERLERİNE KADAR GİRMEYİ BAŞARDI. FAKAT ASIL YOĞUN AVCI HATLARIMIZ DÜŞMAN SİPERLERİNİN YİRMİ, OTUZ HATTA SEKİZ, ON METRESİNDE DURDU. BİZİM, ASKERLİKÇE BU MESAFEDE HÂLÂ SAVAŞIN BİTMEMİŞ OLMASI GARİPTİR. ÇÜNKÜ ESKİ TEORİLERE GÖRE BU MESAFENİN PEK ÇOK ÜSTÜNDEKİ BİR MESAFEDE SAVAŞIN SONUCUNUN BELLİ OLMUŞ OLMASI GEREKİR. HÂLBUKİ DÜŞMANIN DİRENCİ VE ISRARI, KAHRAMAN ASKERLERİMİZİN ÖLÜMDEN YILMAMASI, BÖYLE BURUN BURUNA GELİNDİKTEN SONRA DA, DAHA AYLARCA MÜDDET PEK KANLI SAVAŞ DEVRELERİ GÖRMEK İMKÂNINI KORUMUŞ OLUYOR. BU SAVAŞ BÖYLE SAAT 4’TE BURUNBURUNA GEKMEKLE SALDIRI DURDU. FAKAT SAVAŞ OLANCA ŞİDDETLE SALDIRILMAK VE BU SALDIRIYI İHTİYAT VE DESTEK KUVVETLERİYLE İYİ TAKİP EDİLMEK ŞARTIYLA KESİN SONUCUN KAZANILACAĞINA İNANIYORDUM VE KANAATİMDE ISRARCIYDIM. ÖZELLİKLE DÜŞMAN BU KADAR YAKLAŞTIKTAN SONRA GECENİN KARANLIĞINDAN FAYDALANILARAK DÜŞMAN SİPERLERİNE ATILMAK PEK MÜMKÜN OLACAKTI. GECE YARISINA KADAR BAZI DÜZENLEMELERLE UĞRAŞILDI. SONRA BİR GECE SALDIRISI YAPILMASINI EMRETTİM. FAKAT SABAHA KADAR GELİŞEN DURUMLARA, OLUŞAN POZİSYONA GÖRE DÜŞMANIN ASIL SİPERLERİNE GİRİLEMEDİĞİ ANLAŞILDI. YİRMİ DÖRT SAATTAN BERİ DEVAM EDEN SAVAŞ, ASKERİ OLDUKÇA FAZLA YORMUŞTU. ONUN İÇİN VERDİĞİM BİR EMİRLE SALDIRIYI KESTİM. FAKAT KAZANILMIŞ OLAN HATTI GÜÇLENDİRMEKTEN, ORADA MIHLANIP KALMAKTAN BAŞKA VATANI KURTARACAK ÇARE YOKTU. BUNUN ÜZERİNE GEREKLİ EMRİ VERDİM.”
*Yalnız kıymetli bir savaş belgesi olmak üzere Paşa’dan bu emrinin son sözlerini aldım. Diyor ki:
-…”BENİMLE BERABER BURADA SAVAŞAN BÜTÜN ASKERLER KESİNLİKLE BİLMELİDİRLER Kİ, BİZE VERİLEN NAMUS GÖREVİNİ TAMAMEN YERİNE GETİRMEK İÇİN BİR ADIM GERİ GİTMEK YOKTUR. UYKU VE DİNLENME ARAMANIN, BU DİNLENMEDEN YALNIZ BİZİM DEĞİL BÜTÜN MİLLETİMİZİN SONSUZA DEK MAHRUM KALMASINA SEBEBİYET VEREBİLECEĞİNİ HEPİNİZE HATIRLATIRIM. BÜTÜN ARKADAŞLARIMIN BENİMLE AYNI FİKİRDE OLDUKLARINA VE DÜŞMANI TAMAMEN DENİZE DÖKMEDİKÇE YORGUNLUK BELİRTİSİ GÖSTERMEYECEKLERİNE ŞÜPHE YOKTUR.”
Mustafa Kemal Paşa’nın, Arıburnu Kuvvetleri’nin tamamını kapsayan kumandanlığı 17 Mayıs 1915 gününe kadar devam etmiş. Bu süre içinde meydana gelen olaylar içinde, mevzii karşılıklı saldırılardan başka öyle hiç büyük çatışma yok; fakat gerçekten kahramanlık sahneleri vardır. Mesela bakınız Paşa ne anlattı:
-…”BİZ KİŞİSEL KAHRAMANLIK SAHNELERİYLE İLGİLENMİYORUZ, DEDİ. YALNIZ SİZE BOMBASIRTI OLAYINI ANLATMADAN GEÇEMEYECEĞİM. KARŞILIKLI SİPERLER ARASINDA MESAFEMİZ SEKİZ METRE… YANİ ÖLÜM KESİN, KESİN… BİRİNCİ SİPERDEKİLER, HİÇ BİRİ KURTULAMAMACASINA TAMAMEN DÜŞÜYOR. İKİNCİDEKİLER ONLARIN YERİNE GİDİYOR. FAKAT NE KADAR GIPTA EDİLECEK BİR ÖLÇÜ VE TEVEKKÜLLE BİLİYOR MUSUNUZ? ÖLENİ GÖRÜYOR, ÜÇ DAKİKAYA KADAR ÖLECEĞİNİ BİLİYOR. HİÇ UFAK BİR ÇEKİNGENLİK BİLE GÖSTERMİYOR. SARSILMAK YOK…
OKUMAK BİLENLER ELLERİNDE KUR’AN- KERİM CENNET’E GİRMEYE HAZIRLANIYORLAR; BİLMEYENLER KELİME-İ ŞEHADET ÇEKEREK YÜRÜYORLAR. BU TÜRK ASKERLERİNDEKİ RUH KUVVETİNİ GÖSTEREN HAYRETE VE TEBRİKE DEĞER BİR ÖRNEKTİR. EMİN OLMALISINIZ Kİ; ÇANAKKALE SAVAŞI’NI KAZANDIRAN, BU YÜKSEK RUHTUR.”
Paşa, Arıburnu Komutanlığından ayrılıyordu; daha ötelere geçmek için… Fakat gece olmuştu. Ben de Paşa’dan ayrılmaya mecburdum; eve gitmek için… Kendisine pek çok teşekkür ederek, iki gün sonra savaşın diğer devreleri hakkında bilgi almak üzere tekrar ziyaret edeceğimi söyleyerek kahraman elini sıktım.
Mustafa Kemal Çanakkale’yi Anlatıyor “BİRİNCİ SAFHA / SON BÖLÜM”
Cumhuriyetimiz kuran Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ’ün aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, vatan topraklarının kurtarılmasında canlarını feda eden şehitlerimizi rahmetle ve minnetle, gazilerimizi şükranla anıyoruz.
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.
Bu yazı www.sechaber.com için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.