Akrabasından birinin İzmir suikastında hüküm giymiş olmasının hıncını taşıyan genç öğretmen, bu hıncın etkisi altında Mustafa Kemal’e çok ağır bir şiir kaleme alır.
Önüne gelene de okur.
İşte o şiir:
HEY ANAVATANDAN AYRILMAYANLAR BULANIK DERELER DURULMUŞ MUDUR? DİNMİŞ Mİ OLUKLA AKAN O KANLAR? BÜYÜK HEDEFLERE VARILMIŞ MIDIR?
ASARLAR MI HAKKA TAPANI?
MEBUS YAPARLAR MI HER ŞAKLABANI?
KÖYLÜNÜN ELİNDE VAR MI SABANI? SISKA ÖKÜZLERİ DİRİLMİŞ MİDİR?
CÜMLESİ BELLİ DER EN ELHAK DESE HÂLÂ TAPARLAR MI KOCA TERESE? İSMET GİRMEDİ Mİ HÂLA KODESE? KEL ALİ’NİN BOYNU VURULMUŞ MUDUR?
Mustafa Kemal hakkında çok ağır suçlamalarla dolu olan şiir savcıyı harekete geçirir. Genç öğretmen suçunu inkâr etmez.
Saçtığı zehirlerin kendisine ait olduğunu mahkemede yargıç önünde de açıkça itiraf eder.
Sonuçta hapse mahkûm olur. Ama mahkûmiyetinin birkaç ayında 1933’te Cumhuriyetin 10’uncu Yılı Affı imdadına yetişir ve hapisten çıkar.
Mesleğine dönmek için Milli Eğitim Bakanlığına başvurur.
Olumsuz cevap alır.
Danıştay’a gider. Tayini hakkında herhangi bir kanuni sakınca kalmadığını öğrenince, tekrar Milli Eğitim Bakanlığına başvurusunu tekrarlar…
Şöyle bir yanıt alır:
—“BAKANLIĞIMIZ SİZİ TEKRAR İŞE ALMA SORUMLULUĞU TAŞIMAMAKTADIR.”
Bunun üzerine şöyle der:
—“ZORUNLU HİZMETİM VARDIR, TEKRAR İŞİME DÖNMEK İSTİYORUM…”
Milli Eğitim Bakanı:
—“SİZİ BORCUNUZU ÖDEMEKTEN MUAF TUTUYORUM…”
Deyince,
Genç öğretmen hiddetlenir ve şu cevabı verir:
—“BENİM BORCUM ŞAHSINIZA DEĞİL, DEVLETEDİR. SİZ DEVLET BORÇLARINI AFFETMEK YETKİSİNE SAHİP DEĞİLSİNİZ…”
Milli Eğitim Bakanı sakindir ve şöyle der:
—“BAKANLIĞIMIZCA HAKKINIZDA YAPILACAK BAŞKACA İŞLEM YOKTUR…”
Deyince, genç öğretmen:
—“NİÇİN?…” diye sorar.
Milli Eğitim Bakanı şöyle cevap verir:
—“OĞLUM SUÇUN DOĞRUDAN DOĞRUYA MUSTAFA KEMAL’İN ŞAHSINA AİTTİR. BİZ KENDİ BAŞIMIZA KARAR VEREMEYİZ…”
Genç öğretmen kararlıdır ve şöyle der:
—“O HALDE BEN BİZZAT MUSTAFA KEMAL’E ÇIKACAĞIM…”
Milli Eğitim Bakanı süratle kapıya doğru ilerleyen genç öğretmene doğru şöyle seslenir:
—“DUR GİTME. PEK İNATÇIYMIŞSIN. BİR ÇARE DÜŞÜNELİM. SEN BANA BİR HAFTA SONRA GEL…”
Aradan kısa bir süre geçer.
Mustafa Kemal’in akşam sofrası, Milli Eğitim Bakanı Hikmet (Bayur) da sofradadır. Bir ara fırsatını bulur. Mustafa Kemal Paşanın kulağına eğilir ve aralarında şöyle bir konuşma geçer:
—“PAŞAM!… HANİ HAKKINIZDA ÇOK AĞIR BİR ŞİİR YAZMIŞ OLAN BİR ÖĞRETMEN VARDI YA!…”
-…”EVET!…”
—“AFTAN YARALANDIĞI İÇİN, TEKRAR ÖĞRETMENLİĞE ATANMASINI İSTİYOR…”
-…”ATANMASINDA KANUNİ BİR SAKINCA MI VAR?”
—“HAYIR PAŞAM…”
-…”O HALDE NİÇİN BANA SORUYORSUNUZ?”
—“İŞLEDİĞİ SUÇ ŞAHSINIZ HAKINDADIR DA.”
-…”AŞK OLSUN SANA!… ŞAHSİ GAREZİM DOLAYISIYLA KANUNİ YÜKÜMLÜLÜKLERİN YERİNE GETİRLMESİNE ENGEL OLACAK KADAR BENİ EGOİST OLARAK MI GÖRÜRSÜN? O GENCİ HEMEN İLK AÇILACAK YERE ATAMASINI YAPARSINIZ…”
Bir hafta sonra gereken atama yapıldı.
Bu genç öğretmen yıllarca öğretmenliklerinde bulunarak görevini yapan, romancı, şair Sabahattin Ali idi diyen değerli yazarımız Tahsin Öztin’in “Mustafa Kemal’den Atatürk’e” aldığım ve sizlerle paylaştığım bu çok değerli satırlara Sabahattin Ali hakkında yaptığım araştırmamı da siz değerli okurlarımla paylaşmak isterim.
1907 yılında Edirne’de doğan Sabahattin Ali, Öğretmen okulunda mezun oldu ve ilkokul öğretmenliği yaptı. ‘’İçimizdeki Şeytan” adlı romanı milliyetçi kesimde tepki topladı ve meslekten çıkarıldı. Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz’la birlikte Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasi mizah dergileri çıkardı. Hakkında açılan davalar nedeniyle, cezaevinde yattı.
Yurt dışına gitmek isteyen Sabahattin Ali, pasaport alamayınca, Bulgaristan’a kaçmaya karar verdi. Ancak 2 Nisan 1948’de cesedi Edirne yakınlarında, Bulgaristan sınırında ormanlık arazide bulundu. O dönemin istihbarat teşkilatı MAH mensubu Ali Ertekin tarafından ihbar edildiği, işkencede öldürüldüğü ve suçu da Ertekin’in üstlendiği öne sürüldü. Ertekin yargılandı ancak çıkarılan afla serbest kaldı. Sabahattin Ali olayı da, faili meçhul kaldı.
Mustafa Kemal Paşa’ya hakaret eden öğretmen Sabahattin Ali’nin yazdığı o şiiri ben tekrar tekrar okudum. Lütfen sizlerde bir kez daha okuduktan sonra Sabahattin Ali yazdığı bu şiirden pişman olmuş mudur? Sorusuna yanıt arayınız.
HEY ANAVATANDAN AYRILMAYANLAR BULANIK DERELER DURULMUŞ MUDUR? DİNMİŞ Mİ OLUKLA AKAN O KANLAR? BÜYÜK HEDEFLERE VARILMIŞ MIDIR?
ASARLAR MI HAKKA TAPANI?
MEBUS YAPARLAR MI HER ŞAKLABANI?
KÖYLÜNÜN ELİNDE VAR MI SABANI? SISKA ÖKÜZLERİ DİRİLMİŞ MİDİR?
CÜMLESİ BELLİ DER EN ELHAK DESE HÂLÂ TAPARLAR MI KOCA TERESE? İSMET GİRMEDİ Mİ HÂLA KODESE? KEL ALİ’NİN BOYNU VURULMUŞ MUDUR?
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.
Bu yazı www.sechaber.com.tr için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.