”NE YAPILABİLİR”
Çıkar bir yol bulmak içini, başka teşebbüslere de girişmek gerekiyordu. Fakat herkes gibi O da ne yapmak lazım geldiğini henüz kesin olarak bilmiyordu. Basınla, Devlet ricali ile, çeşitli çevrelerle ilişkiler kurmaya uğraşıyordu. Bu arada fikirlerine, kişiliğine ve siyasetteki yerine büyük değer verdiği bir arkadaş Fethi Bey, en çok temas ettiği insandı. Fethi Bey mebus idi. Osmanlı Hürriyetperver Avam Fırkasının ve Mecliste bir grubun başında bulunuyordu. “MİNBER” gazetesini çıkarıyordu.
Mustafa Kemal Paşa’da gazeteye ortak idi.
Mustafa Kemal Paşa, Fethi Bey ile olan ilişkilerini de şöyle anlatır:
-…”ESKİ ARKADAŞIM FETHİ BEYLE GÜNLER VE GECELER DERTLEŞTİM. BENİM EVİMDE VEYA ONUN APARTMANINDA KONUŞUYOR VE BİRBİRİMİZE AYNI SORUYU SORUYORDUK: NE YAPILABİLR…?”
Mustafa Kemal Paşa’nın bu dönem içinde basınla ilk teması da Fethi Bey’in Minber Gazetesi aracılığıyla olmuştur.
Gazete 17 Kasım 1918’de Paşa ile yapılan bir görüşmeyi yayınlamıştır.
-…”EN İYİ SİYASETİN HER TÜRLÜ MANASİYLE, EN ÇOK KUVVETLİ OLMAKTA BULUNDUĞUNU KABUL EDERİM. EN ÇOK KUVVETLİ OLMAK, TABİRİNDEN MAKSADIM YALNIZ SİLAH KUVVETİ OLDUĞUNU ZANNETMEYİNİZ. BİLAKİS, ASKER OLMAMA RAĞMEN BU BENCE, KUVVET MUHASSALASINI VÜCUDA GETİREN AMİLLERİN SONUNCUSUDUR. BENİM MURAD ETTİĞİM, MANEN, İLMEN, AHLAKEN VE FENNEN KUVVETLİ OLMAKTIR. BU SAYDIĞIM HASLETLERDEN MAHRUM OLAN BİR MİLLETİN BÜTÜN EFRADININ EN SON SİLAHLARLA CİHAZLARLA SINIRLANDIRILDIĞINI FARZ ETSEKBİLE KUVVETLİ OLDUĞUNU KABUL ETMEK DOĞRU OLMAZ.
MEMLEKETİMİ VE MİLLETİMİ İYİ TANIDIĞIM VE MUHTAÇ OLDUĞU TERAKKİYE ERİŞMEK İÇİN HUZUR VE SÜKÛN İLE FAKAT HERHANDE HÜRRİYET VE İSTİKLALİ MASUN OLARAK, ÇOK ÇALIŞMAK LÜZUMUNA KANİ OLDUĞUM CİHETLE BU KANAATİMİ TEMİN EDECEK, YANİ BİZE HUZUR VE SÜKÜN İÇİNDE ÇALIŞMA ZAMANI BAHŞEDECEK MÜNASEBETLERE İKTİRAN EDECEK DOSTLUKLARA CİDDEN TARAFTARIM.”
Fethi Bey ile birbirlerine sordukları “NE YAPILABİLİR?” sorusuna uzun zaman açık bir cevap bulamamıştır. Minber Gazetesi’nde çıkan demeç, fikirlerin henüz aydınlığa kavuşmadığı ve yapılacak işlerin tespit olunup sıraya konmadığı ilk günlere rastladığı içindir ki, Mustafa Kemal Paşa’nın sözleri her zaman görülen açıklıktan yoksundur.
Mustafa Kemal Paşa, yine bu günlerde bir İngiliz gazetecisiyle görüşmüştür. M.Ward PRICE; Mustafa Kemal Paşa’yla nasıl karşılaştığını şöyle anlatır:
—“İSTANBUL’A İLK DEFA 1918 SENESİNDE GELMİŞTİM. BİR AKŞAMÜZERİ PERA PALAS OTEL’İNDE OTURUYORDUM. BİR ADAM YANIMA GELDİ VE BİR TÜRK GENARALİNİN BENİMLE GÖRÜŞMEK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ.
İSMİNİ SORDUM: MUSTAFA KEMAL, DEDİ.
O ZAMANLAR MUSTAFA KEMAL ADINI DAHA ZİYADE MÜPHEM BİR ŞEKİLDE İŞİTMİŞTİM. DAVETİ MEMNUNİYETLE KABUL ETTİM. MUSTAFA KEMAL DÜŞÜNCELİ, KEDERLİ VE BEDBİNDİ. BANA MEMLEKETİN HALİNDEN BAHSETTİ. VE HER İKİ ÜÇ CÜMLEDE BİR:
“BU BÖYLE OLMAZ. VATANI BAŞTANBAŞA DEĞİŞTİRMEK LAZIM. YENİLEŞTİRMEK LAZIM.” DİYORDU. O ZAMAN DOĞRUSU BU LAFLARA DİKKAT ETMEMİŞTİM. “
Mustafa Kemal Paşa, bir taraftan da dayanacak bir kuvvet arıyordu. Tevfik Paşa kabinesini düşürmek için uğraşmış, başarı kazanamamıştı.
Düşündüğü gibi bir hükümetin kurulması umudunu böylece kaybedince padişaha koşmuş, ondan da eli boş dönmüştü. Kimi ele geçirirse, bir fayda çıkar düşüncesiyle üzerinde duruyordu.
Mustafa Kemal Paşa diyor ki:
-…”TEMAS ETTİKLERİM ARASINDA ESKİ İTTİHTÇILARDAN YAHUT İTİLAFÇILARDAN, İŞGAL KUVVETLERİYLE BERABER ÇALIŞANLARDAN BİRÇOK KİMSELER VARDI. HER BİRİSİ İLE BÜSBÜTÜN BAŞKA TÜRLÜ GÖRÜŞÜYORDUM.”
Tevfik Paşa kabinesinin kurulmasıyla beraber, Mebussan Meclisi’nin feshedileceğine dair dedikodular dolaşmaya başlamıştı.
Mustafa Kemal Paşa “MECLİSİ KURTARMAK LAZIM” diyordu. Gazetelerin bu hususta bir kampanya açmasını sağlamak için Vakit Gazetesi başyazarı Ahmet Emin Bey’i Pera Palas ‘a davet edip düşüncelerini söyledi.
Vakit Gazetesi’nde Mustafa Kemal Paşa ile yapılmış bir görüşme çıktı. Yavaş yavaş Mustafa Kemal Paşa’nın adı gazetelerde yer buluyordu. Böylece dikkati üzerine çekmesinin herhalde faydası olacaktı.
Meclisin feshini takip eden günlerde Söz ve Minber gazeteleri, Mustafa Kemal Paşa’nın “TECERRÜT FIRKASI’NA” girdiğini bildiren küçük bir haber yayınladılar.
Fakat 48 sayılı “SÖZ” gazetesinde şu tekzip çıktı:
—“SÖZ GAZETESİ MÜDÜRİYETİNE: BEYEFFENDİ; GAZETENİZİN 29 KANUNU EVVEL 1334 PAZAR GÜNKÜ NÜSHASINDA BAZI MENABİDEN SİZE TEMİN EDİLDİĞİNE GÖRE BENİM TECEDDÜT FIRKASINA DÂHİL OLDUĞUM HAKKINDA BİR HABER NEŞROLMUŞTUR. BU HABER DOĞRU DEĞİLDİR. BEN ASKERİ SIFAT VE MAKAMIMLA NİSBET VE ALAKAMI MUHAFAZA ETMEKTEYİM. BİNAENALEYH, MUKARINI HAKİKAT OLMAYAN HABERİN TEKZİBİNİ RİCA EDERİM.
FAHRİ YAVERİ HAZRETİ ŞEHRİYARİ SABIK YILDIRIM GRUBU KUMANDANI MİRLİVA MUSTAFA KEMAL!”
”AY – YILDIZ”;
Mustafa Kemal Paşa açık faaliyetlerinden başka bir takım gizli tertiplerle de meşgul oluyordu. Bilhassa Meclis feshedildikten sonra meşru yollardan bir iş yapmaya imkân kalmamıştı. Güvendiği arkadaşlarıyla ihtilalci bir komite kurmaya ve Padişahı değiştirmeğe hükümeti ele geçirmeğe karar verdiler. Fakat günlerce süren bu çalışmalar çeşitli sebeplerden yarıda kaldı.
Zaten bundan esaslı bir sonuç alacaklarına olan inançları sarsılmıştı. Düşman işgali altında bulunan İstanbul’da hükümeti ele almanın her şeyi halletmeyeceğini görüyorlardı. İhtilal yapmaktan vazgeçtiler.
Bu dönem içinde “AY – YILDIZ “ adlı gizli bir cemiyetten söz ediliyor ve Mustafa Kemal Paşa’nın da cemiyetin başında bulunduğu ileri sürülüyordu. Böyle bir cemiyetin gerçekten kurulup kurulmadığı ve Mustafa Kemal Paşa’nın Cemiyetle ilgisi hakkında yüzde yüz doğru inanca varacak belgelerden henüz yoksunuz. Fakat Mustafa Kemal Paşa’nın anlattığı İhtilalci Cemiyetin “AY – YILDIZ “ cemiyeti olması ihtimali üzerinde durmak lazımdır. Bu hususta tek metne “TÜRK İNKILABININ İÇ YÜZÜ” adlı bir kitapta rastladık. Yüz elliliklerden Mevla zade Rıfat’ın Halep’te yazıp yayınladığı kitaptan “AY – YILDIZ CEMİYETİ“ hakkındaki kısmı aynen alıyoruz:
—“ BU SIRALARDA AÇIKTA KALMIŞ OLAN İTTİHAT VE TERAKKİYE MENSUP ZABİTLER “AY – YILDIZ “ İSMİNDE GİZLİ BİR CEMİYET TEŞKİL EYLEMİŞ, RİYASETİNE DE SABIK YILDIRIM ORDULARI GRUBU KUMANDANI MİRLİVA MUSTAFA KEMAL PAŞA’YI GETİRMİŞTİ.
BU CEMİYETİN KULAKTAN KULAĞA FISILDANAN PROGRAMI YER YER BAŞLAYAN VE OSMANLI DEVLETİNİN TAKSİMİNİ HEDEF TUTAN, ECNEBİ İŞGALLERİNE KARŞI DURMAK, ORDUNUN HARBİ UMUMİDEKİ MAĞLUBİYET ŞEREFSİZLİĞİNİ KALDIRMAK İDİ. SULATAN MEHMET VAHDETTİN HAZRETLERİ BU CEMİYETTEN DAHİ HABERDAR OLMUŞ VE BU CEMİYETİN RİYASETİNDE, VELİAHTLIĞINDAN BERİ YAVERİ OLAN MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN BULUNMASINDAN MEMNUN OLARAK; “BÜTÜN MESAİSİ NEŞRİYAT VE PROPAGANDAYA MÜNHASIR OLAN VİLAYATI ŞARKİYE MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİYLE BU CEMİYETE TEMAS EDİP İTTİHADINI ARZU ETMİŞTİ.”
Yazarı bundan sonra, “AY–YILDIZ CEMİYETİ” adına üç subayın “VİLAYATI ŞARKİYE MÜDAFAA-İ HUKUK CEMİYETİ” ile temas ederek anlaşmaya vardıklarını belirtmektedir.
Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da bir ihtilal yapmak fikrinden vazgeçtiğini şöyle anlatır:
-…”BUNUNLA BERABER BU TEMASLARIMA DEVAM EDİYORDUM. İÇLERİNDEN BİR KISMINDA SAF BİR VATANPERVERLİK HİSSİNİN ÇOŞKUNLUĞUNDAN BAŞKA, NE FİKİR, NE DE TEDBİR KABİLİYETİ ÇOŞKUNLUĞUNDAN BAŞKA BİRŞEY DÜŞÜNDÜKLERİ YOKTU. KENDİ KENDİME ŞU KARARI VERDİM; MÜNASİP BİR ZAMAN VE FIRSATTA İSTANBUL’DAN KAYBOLMAK, BASİT BİR TERTİPLE ANADOLU İÇİNE GİRMEK, BİR MÜDDET İSİMSİZ ÇALIŞTIKTAN SONRA, BÜTÜN TÜRK MİLLETİNE HABER VERMEK.”
Mustafa Kemal Paşa, İstanbul’da bazı yabancılarla da görüşmüştür.
Bunlardan en önemlisi, İngiliz rahibi Mister FREW ile olanıdır. Pera Palas Oteli Müdürü Mösyö Martin aracılığı ile tanıştığı FREW ile Mustafa Kemal Paşa birkaç defa görüşmüştür.
Uzun zamandır Türkiye’de yaşayan rahip FREW, bir İngiliz ajanı idi. İleride büyük ölçüde zararlı faaliyeti görülecek olan rahip ile Mustafa Kemal Paşa’nın neler konuştuklarını bilmiyoruz. Fakat olayın önemi ortadadır. Görüşmenin birkaç defa tekrarlanması, iki tarafın da bu buluşmadan bir şeyler umduğunu gösteriyor.
Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’ya geçtikten sonra, Mister FREW ‘a Sivas’tan yazdığı bir mektubunda:
-…“ZATIÂLİNİZLE MÖYÖ MARTİN DELALETİYLE VUKU BULAN MÜLAKATLARIMIZDA, SİZİ KABİL BİR RECÜMÜ SİYASİ OLARAK DEĞİL, İNSANİYETE HADİM, ADALETE MUHABBETKAR BİR ZATI FAZİLETKÂR TELAKKİ ETMİŞTİM. BUNDA NE KADAR ALDANDIĞIMI SON MALUMATI MEVSUKAMIN TEYİD ETMEKTE OLDUĞUNU İBLAĞLA KESBİ ŞEREF EYLERİM.”
Mustafa Kemal Paşa’nın temas ettiği şahıslar ve zümreler arasında Trakya – Paşa eli Müdafaa-i Heyeti Osmaniye’si de vardır.
Cemiyetin İstanbul daimi murahhasları, Mustafa Kemal Paşa’yı birkaç defa ziyaret etmişler ve uzun uzun görüşmüşlerdir. Şubat 1919 başında vuku bulan bir görüşmede; “BAŞIMIZA GEÇERMİSİNİZ?” diye soran heyet azalarına şu cevabı vermiştir.
-…”BÖYLE PARÇA PARÇA ÇALIŞACAĞIMIZA BÜTÜN MEMLEKET MUKADDERATINI İDARE EDECEK, ELE ALACAK BİR TEŞEKKÜL MEYDANA GETİRİP BERABER ÇALIŞSAK NASIL OLUR?”
Görülüyor ki, Mustafa Kemal Paşa, bir iki ay içinde İstanbul’un havasını iyice anlamış ve “NE YAPILABİLİR?” sorusunu çözmüştür. Devlet ricaliyle temasları da üzerinde durulacak önemdedir. Ali Fuat Paşa aracılığı ile tanıdığı Dâhiliye Nazırı Mehmet Ali Bey ile Şakir Paşa’nın damadı olan Bahriye Nazırı Mehmet Ali Bey ile birçok defalar görüşmüştü.
Bu iki Nazır dolayısıyla diğer hükümet azaları, Mustafa Kemal Paşa hakkında az çok olumlu bir fikir edinebilmişlerdir. Bu temaslar sonunda hükümet telkin ettiği güven havası, Mustafa Kemal Paşa’nın “ORDU MÜFETTİŞİ” olarak Anadolu’ya gönderilmesini sağlayan etkenlerden biri, belki de başlıcası olmuştur.
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.