Mustafa Kemal’in Hanya’da Yayımlanan İstikbal Gazetesi’ne Mektubu – 29 Ekim 1908
İkinci Meşrutiyet, Osmanlı Anayasası’nın 30 yıl askıda kaldıktan sonra, devleti parçalanmaktan kurtarmak, birlik ve beraberliği tesis etmek üzere 23 Temmuz 1908’de yeniden ilan edilmesiyle başlayan ve Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin Sultan Vahidettin tarafından 11 Nisan 1920’de tasfiyesi ile sona eren dönemdir.
Lakin Osmanlı Devleti’nde Meşrutiyet’in yeniden yürürlüğe girmesi toplumun geniş kitleleri tarafından coşkuyla karşılanmış olmasına rağmen, yeni rejimden rahatsızlık duyan belli çevreler içte ve dışta aleyhte faaliyetlere girişmekten geri durmamışlardır.
İkinci Meşrutiyet’in ilanı ile Osmanlı Devleti’nde otorite boşluğu yaşanmıştır. Avusturya Macaristan İmparatorluğu bu boşluktan yararlanarak 5 Ekim 1908 günü Bosna –Hersek’i ilhak etmiştir. Bulgarlar da bu süreçte müstakil bir devlet kurmak için Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun da desteğini alarak harekete geçmiş ve Bosna-Hersek’in ilhak edildiği tarihte bağımsız Bulgaristan Devleti’ni ilan etmiştir. Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun Bosna-Hersek’i ilhak etmesi Girit Adası’nı topraklarına katmak isteyen Yunanistan’ın cesaret alarak harekete geçmesine neden olmuştur. Yunanistan Girit Adası’nı 6 Ekim 1908 günü ilhak ettiğini ilan etmiştir.
Trablusgarp’ta da İkinci Meşrutiyet’e karşı halk arasında bazı şeyhlerin öncülüğünde ayaklanmaya benzer bir hazırlık olmuştur. Bazı kişiler, tutukluları tahrik ederek genel af çıkarılmasını isteyerek, Osmanlı Devleti’nin atadığı idarecilere karşı tepki göstermişlerdir.
Kurmay Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Kemal, İttihat ve Terakki Cemiyeti Merkez Komitesi tarafından kendisine verilen görev üzerine Selânik’ten İstanbul’a, buradan da denizyoluyla Trablusgarp’a geçmiştir.
Kurmay Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Kemal, Trablusgarp’ta askeri ve siyasi bazı girişimlerde bulunarak bölgedeki huzursuzluğun giderilmesinde büyük rol oynamış, ordunun ve devlet otoritesinin bölgede hâkim olmasını sağladıktan sonra 19 Ekim 1908 tarihinde Bingazi’ye hareket etmiştir.
Kurmay Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Kemal, bir süre Bingazi’de kalmış, bu arada bir kısım kuvvetlerle, İkinci Meşrutiyet’e isyan halinde olan aşiret reisi Şeyh Mansur’un evini sararak şeyhi teslim olma zorunluluğunda bırakmış ve bölgede devlet otoritesi sağlamıştır. Bu sırada Bingazi’den Yunanistan’ın en büyük adası olan Girit’in ikinci büyük şehri konumundaki Hanya’da yayımlanan İstikbal gazetesine 16 Teşrinievvel 1324 (29 Ekim 1908) tarihinde aşağıdaki mektubu göndermiştir:
Bir müddetten beri Bingazi ve Bingazi memurlarından bazısı hakkında gazetenizde yazmakta olduğunuz malumatın pek basit görüş ve fikirli insanların tetkik ve muhakeme etmeden gönderdiği mektuplara dayandığına şüphe edilemez. Gazetenizin böyle şahsi garaza dayanarak yapılan ihbarların yayımlanmasına vasıta olması, Bingazi’de birçok onurlu kimsenin birbirine şüpheli gözle bakmasına, tesis ve takviyesi milletin selameti ve vatanın saadeti adına elzem olan kardeşlik duygularına zarar verebilir.
Millet fertleri arasında nifakı değil, birlik ve beraberliği sağlamaya; birbirinden intikam alma hissiyatını doğurtmaya değil, istibdat ve zulüm devrinin kiri olan fena hislerin kalplerden atılmasına yarayacak olgunlukta akılca makaleler yayımlanmasına gayret edilse gazetenizin şerefi yükselir, hizmeti faydalı olur. Eski hükümetin besleyip büyüttüğü zulüm malumdur. Yanlış malumata dayanarak bazı namus ve hamiyet sahiplerinin de o müstebit güruha karıştırılması pek büyük hatadır.
Bir aydan fazla bir müddetten beridir vatanımızın Afrika’sında seyahat ediyor ve mahalli durumu, kamuoyunu, karşılıklı hissiyatı araştırıyorum. Buna dayanarak, gazetenizle yayımlanmasına aracılık edilen hususların hakikate yaklaşmamış olmakla beraber pek zararlı olduğunu söyleyebilirim.
Gazetelerimizin ahlakımıza yükseklik, hislerimize temizlik ve maneviyatımıza kuvvet verecek makalelerin sergilendiği yer olduğunu görmek isteriz.
Vicdanımın temizliğine emin olunuz kardeşim.
Kurmay Kıdemli Yüzbaşı
“Kemal”
Kaynakça:
1-Yunus Emre Tekinsoy, “II. Meşrutiyet İttihat ve Terakki Dönemleri Dış Politika”, Türk Dış Politikası (1830-1939), Serkan Kekevi vd., Berikan Yayınevi, Ankara 2017, s. 277-282. Aktaran: Yavuz Selim Kaya, TDA Kasım – Aralık 2019, Cilt: 123 Sayı: 243 Sayfa: 347-368.
2-Cumhuriyet, 18 Aralık 1927.
3-“Atatürk’ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev Demeç Yazışma ve Söyleşileri”, Derleyen: Sadi Borak, Kaynak Yayınları, İstanbul, Şubat 1997, 2. Basım, s.301-302.
4-Sadi Borak, “Cumhuriyet’in 50. Yıldönümünde Resimlerle Atatürk”, Başak Kitapevi, Kasım 1973, s.78-79.
Not: Sadi Borak, mektubun tarihini “29 Ekim 1909” olarak belirtmiştir. Cumhuriyet gazetesinde de “16 Teşirinievvel 1324” tarihinin yanına “29 Ekim 1909” yazılmıştır. Ancak bu tarihin miladi karşılığı 29 Ekim 1908’dir. Prof. Dr. Utkan Kocatürk, “Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü”, adlı eserinde de bu tarih 29 Ekim 1908’dir: “Borak, bu tarihi bir yıl ileri almıştır.”
İstikbal Gazetesi:
İkinci Abdülhamid’in iktidara gelmesinden sonra Beşinci Murat’a mensubiyeti bulunan ve yayın arkadaşlarından bir olan Ali Şevkati Bey tarafından çıkarılmıştır. Ali Şefkati Bey, meçhul bir tarihi şahsiyet olmasına rağmen yapmış olduğu basın-yayın faaliyetleri ile özellikle Jön Türklerin nazarında derin bir etkiye sahip olmuştur. İkinci Abdülhamid’e karşı mücadelesini önce İstanbul’da Cleanthi Scalieri ve Aziz Bey Komitesine (1876-1878) girerek başlatmış, bu komitenin açığa çıkarılması ve örgüte karşı tahkikatın başlamasıyla birlikte yurtdışına giderek Avrupa’nın muhtelif kentlerinde basın yoluyla muhalefetini devam ettirmiştir.
Bu nedenle Ali Şefkati Bey’in İstikbal Gazetesi birçok defa kovuşturmaya uğramıştır. Padişah, Ali Şefkati Bey’in basın faaliyetlerini engelleyebilmek için sefaret eliyle birçok girişimde bulunmuş, buna rağmen Ali Şefkati Bey, gazetesi İstikbal’i Napoli, Cenevre ve Londra gibi kentlerde basmaya devam etmiştir. Gazetede daha çok yönetime yönelik eleştiriler yer almış, zaman zaman Avrupa basınında Osmanlı Devleti ile ilgili çıkan haberlere, bunun dışında okuyucu mektuplarına yer verilmiş, bunlarla ilgili değerlendirmelerde bulunulmuştur… (Bkz: Ahmet Kısa, “Jön Türk Neşriyatında Öncü Bir Gazete; İstikbal ve Ali Şefkati Bey”, Akdeniz Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi, 30.03.2016; CTAD, Yıl 12, Sayı 23, (Bahar 2016), s.3-24.)