Bir tarih yok oluyor.
Modern dünyanın yetileri bu tarihi anıtı yangından koruyamadı. Niçin bu dev eser böylesine dünyanın gözü önünde kül oldu.
Şimdi o yanıp kül olan yerde(M.S. 4. YY tahmini) küçük bir Roma şapeli varmış. 1163 yılında yapılıp 2019 yılında yok olan bu eser 170 yılda inşa edilmiş ve 856 yıl Hıristiyan âleminin sözü geçen bir merkezi olmuş. İz bırakanların izleri bir şekilde yok oluyor ve bunu bu cağın modern teknolojisi kurtaramıyor. Belki de modern düşünmekle gözden kaçırdığımız çok şey olabilir.
Kainat yeni bir oluşuma gidiyor. Yeni gezegenler ortaya çıkıyor. Astronomi yeni oluşumlara hazırlanırken dünya da yeni yapılanması için son yüz yıllarda görmediği kadar depremler yaşıyor. Birçok şey yeterli gelmiyor şimdinin bilincine.
Her farklı din, kendi içinde çelişmelerde ve sallantıda. Neden, niçin, nasılların cevapları yeterli gelmiyor. Dinin yorumlanması gitgide maddesel kazançlar içinde şekillendikçe, madde bağımlılığına dönen bir dini akımlar oluşturuluyor. Uyuşturucu gibi kullanılmaya başlayan bir din ile bilincini kullanamayan bir topluluk oluşuyor. Sorgulamayı unutan, ne ve kim olduğunu bilmeyen, sadece inandığı grubun söylediğini yapan biotik robotlar haline gelen insanoğulları var.
Akıl ile kalp birbirinden gitgide uzaklaşıyor. Akıl modern yaşam ile kendini yüceldi zannederken kalp olduğu yerde duruyor ve nereye gideceğini bilmiyor. Genel bir doyumsuzluk ve bunun sonucu adlandırılamayan bir tür mutsuzluk içinde insanlar. Arayış çılgınca bir hızla sürüyor. İnanılmaz buluşlar tüm enteresanlığını kısa zamanda tüketiyor. İnsan kendi yarattıkları içinde kayıp oluyor.
Dünya tükenişe geçerken birçok alanında önemli kayıtlar yapmış eserlerde yok olmaya mı başlıyor.
Bir yok oluşa mı gidiyoruz, yenilenmeye mi?
Dünyanın en az kendini 6 defa yenilediği düşünülüyor. Bir yenilenmenin daha kıyısında ama hızla ona gidiyor olabilir miyiz? En önemlisi bu böyleyse ne yapmamız gerekiyor?
Yaratan, belki de bu önüne geçemediğimiz olaylar ve bir yolla, kendi kendimize yaptıklarımızla bize nereye gittiğimizi anlatmaya mı çalışıyor. Belki görünmez bir el zamanlar yazılmış bir hikâyeyi yaşama sokmaya çalışıyor. Belli olmaz ama belki bazı güçler bizi yaşamın başka bir şeyleri ile saçma sapan oyalarken dünya ve yaşam için inanılmaz projeleri hayata geçiriyor.
Her hangisi olursa olsun, yaşamda daha dikkatli, odaklı, yaşamı daha çok anlamaya çalışarak, akıl, mantık ve şuuru bırakmadan bilinçli bir sevgi ile var olmaya çalışmalıyız. Biz insanlar, toplum içinde yaşamak için yaratılmış varlıklar olduğumuz için toplumumuz ile bütünleşerek, aklın sunduğu yeni gelişmelere açık olurken kalbimizin ihtiyacı olduğu ruhsal beslenmeyi de dengede tutalım.
Birbirimizden uzaklaşmak değil birbirimizle kucaklaşmak ve omuz omuza vermek zorunda olduğumuz günlerde ayrışmak önce bizi sonra toplumumuzu yok etmek demektir. Bir bütün olabilmek önümüzdeki günleri güçlü bir şekilde karşılamak demektir. Bunun bilincine tüm insanların gelmesi dileğiyle sevgiyle kalın.
***Bu yazı www.sechaber.com.tr için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.