Nükleer fizik, bir başka deyişle ‘çekirdek fiziği’ insanoğluna neler kazandırdı? Nasıl kullanılabilir? Gelecekte karşılaşabileceğimiz muhtemel fayda ve zararlar nelerdir?
Siz de nükleer fizik ve dinamikleriyle ilgileniyorsanız Nükleer Fizik Uzmanı Ramazan DAĞTAŞ, araştırma ve yorumlarıyla çok yakında Seç Haber’de siz değerli okurlarımızla buluşuyor…
Fizikçi Enrico Fermi 1934 yılında uranyum atomlarını nötronlarla bombaladıktan sonra ortaya çıkan atomların çok daha küçük atomlar olduğunu gördü ve nükleer bölünme reaksiyonun potansiyelini fark etti. 1942 yılında bugünkü nükleer santrallere benzer bir şekilde uranyum ve kontrol çubukları kullanarak ilk kontrollü, kendi kendini sürdürebilir nükleer enerji üretim düzeneğini oluşturdu. O gün bugündür nükleer enerji insanoğlunun vazgeçilmez enerji kaynaklarından biri oldu. Bir adet uranyum atomunun bölünmesi sonucunda ortaya çıkan enerjinin, bir adet kömürün yanması ile ortaya çıkan enerjinin 10 milyon katı olması, bir başka ifadeyle yarım kilo uranyumdan elde edilen enerjinin milyonlarca litre petrole eşdeğer olması nükleer enerjiyi bir zorunluluk haline getirmiştir.
Ancak ABD Three Mile Island, Ukrayna Çernobil ve Japonya Fukuşima’da yaşanan nükleer felaketler nükleer enerji üretiminin ne kadar tehlikeli olduğunu gözler önüne serdi. Bununla birlikte teknolojik gelişmeler, yeni ve güvenli tasarımlar, küresel ısınma problemi, yaşanan doğal afetler kimi zaman nükleer enerjide gel-gitlerin yaşanmasına neden oldu…
Devamı çok yakında….