Fark… Farklılık… Farkındalık… Değişim.
Sevgiyle, bilinçlice, kolaylıkla dönüşmek…
Mümkün mü?
Bir sabah uyandığında, dünden çok farklı bir kişi olarak uyandığını hissettiğin oldu mu? Öylesine değil; kalıcı bir dönüşüm, bir farklılık, bir farkındalık sorduğum.
Mevlana’nın da dediğini gibi ;
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”
diyerek uyandın mı?
Dünkü sen ile, yeni güne uyanan sen arasında ne oldu peki. Birkaç saatlik uyku içinde neler değişti, nereden geldi bu değişim.
Değişimden ürkenler için ıstırap verici olsa da, bu değişim elzemdir. Hüzünlü bir veda, acı veren bir terk ediş gibi gelebilir. Memnun olunmasa da, alışılmış ve korunaklı bir limandan ayrılmak gibi olabilir. Fakat yol almalı, kendi kulaçlarınla çıkmalı o limandan, boğulmadan akmalı engin maviliklerde.
Neden? Çünkü, asırlardır, bin yıllardır beni, seni, onu bekleyen, hazırlayan rehberler var. Türlü kereler temas ettiler ; Bireye, doğaya, gezegene, evrene… Bir büyük bütünlük içinde yol alan bu kainattan kopma diye, işleyişten düşme; uy diye.. Yüksel, yükselt diye. Rüyalara geldiler, vizyon oldular, sessizlikteki fısıltı, kimi zaman içinden gelen ses.. Farkında olmadan karaladığın defterden sana baktılar, balkonuna konan serçe oldular. Ayağının takıldığı taş, ki 1 dakika da olsa, dur diye.. Dur da bir bak hayata diye.. Yaşa, evet.. Ve fakat yok etme ; yaşat diye. Sihirli temaslarla algıların açıldı, frekansın yükseldi. Kalabalıklardan kaçtın, kendine döndün, kendini keşfetmeye başladın. Yaratıcı gücünü görmeye başladın. Artık “İnsanım” bahanesine yaslanamazsın. Tembellik, gamsızlık dünde kaldı. Aç gözlülük, bencillik, üretmeden tüketmek yok. Yayılmacı varlığımız, sömürgeci düzenimiz, bizi her gün öldürürken, aslında yok olduğumuzu bile göremiyoruz.
Dünya yok olmaz, tükenmez ; sadece bize, kendini sunmaktan vazgeçer!
Öyleyse, şu an, şu dakika “yeni şeyler söylemek lazım”.. Yeni ve kalıcı bir şeyler yapmak lazım. “İnsan” olmaktan biraz demir almak lazım. Bu sabah değilse de, yarın ; değilse de 1 sonra… Uyanmak lazım.. Dönüşmeye hazır mıyız? Farklı, farkında ve değişmiş olarak. Sevgiyle, bilinçlice ve kolaylıkla yaratmak için, neler mümkün? “Yuva” dediğimiz bu gezegene, yenilenmiş bir insanlık gerek. Bugün ben uyanırım yenilenerek, yarın sen, diğer gün O.. Daha pozitif, daha güçlü, daha çok gülümseyerek.. Bu hayal değil. Zor değil. İmkânsız değil.. İstemek yeter. Bu yazı burada biter fakat bir soru başlar. Sor bunu kendine; İstediğim ne.. Yeni bir ben ve yeni bir hayat mı yoksa eski ben ve eskimiş bir hayat mı.
Sevgiyle…