Onlar da kim diyeceksiniz değil mi? Hani çocukluğumuzdan beri hep merak eder, haklarında bir haber düşse bültenlere, hemen dikkat kesiliriz ya… !
Tabi ki Unknown Flying Object yani UFO lar, dünya dışı varlıklar, kısacası uzaylılardan bahsediyorum. “Heh! bir bu eksikti bahsetmediğin, şimdi onlardan da bahset bakalım!” diyenler çıkacaktır aranızdan… Ama nafile; çünkü biliyorum ki siz de merak ediyor; en derinlerinizde bir yerlerde, “bu evren sadece insanlar için mi yaratıldı acaba?” Diye soruyorsunuz.
Küçücük, kısıtlı, sıkıntılı hayatlarımızın dışına çıkmaya cesaretimiz var mı ki böyle bir deneyime paldır küldür dalabilelim? Hadi yüzleşelim; yok. Duysak ta, merak edip okusak ta, “acaba haklı mı bunlar” diye kendimize bir anlığına sorsak ta, kanıtlarıyla araştırmak hiçbirimizin işine gelmiyor. Hazıra konmaya da alışkın olduğumuzdan, okuyup geçiyoruz. Ta ki, gerçekten bizi içine çekecek kadar etkileyici bir kaynağa ulaşana kadar…
İşte benim gibi…
Büyük bir tesadüf yardımıyla, bu araştırmalardan birine ulaşma şansı yakaladım.
Kim bunlar? Dünya ile irtibattalar mı, bizi izliyorlar mı? Yayınlanan UFO; (yazar; kadim uygarlıklar için Tanrıların arabaları olduğunu söylüyor) fotoğrafları gerçek olabilir mi? Tuhaf bir şeyler gördüğünü söyleyen insanlar şizofren mi? filan diye düşünüp dururken, kurgu hastası olan ben; birdenbire sürükleyici bir hikayenin de içinde kendimi bulunca, kitabın tamamını bir solukta okumak kaçınılmaz oldu tabi.
“Son Çağrı – Anunnakilerle Temas”la birlikte;
Hitit, Sümer İnka uygarlıkları gibi bazı kültürlerin günümüz teknolojisinden ve her alandaki seviyesinden çok daha üstün oldukları bilgisiyle yüzleşiyorsunuz. Bunlar iddiadan ibarettir belki de derken, bu uygarlıklardan kalma kalıntılar üzerinde yapılan araştırmaların sonuçlarıyla karşılaşıyorsunuz.
Üstün zekalı uygarlıklardan olduğu söylenen, ve ne hikmetse bir türlü bu ileri seviyedeki teknoloji düzeylerinden emin olamadığımız, belki de emin olamayalım, ulaşamayalım diye bilinçli bir şekilde uzak tutulduğumuz Sümer Uygarlığıyla neredeyse içli dışlı oluyorsunuz.
Bir çoğumuzun en azından şu kadarından haberi vardır; Sümerler; bugünkü Irak’ın Mezopotamya bölgesinde, günümüzden yaklaşık 5500 yıl önce yaşamış ve ileri düzeydeki zekâ seviyeleri ve teknolojileri çok çeşitli kaynaklarla anlatılmaya çalışılmış, hatta insanlığın başlangıcı oldukları iddia edilen en önemli uygarlıklardan biridir.
Duydum ki; bu teorinin kaynağı; bilim adamları tarafınca Sümerlerin yaradılış efsanesine dayandırılıyormuş.
“İnsanlığın başlangıcı noktası bizi aşar” deseniz de, detayları öğrenmekte fayda var diye düşünüyorum. Efsaneyle ilgili en çarpıcı kısımlar, su gibi bir anlatımla kitapta mevcut. Üstelik; günümüzde yaşayan, “herhangi” birkaç insanın başına gelen deneyimler aracılığıyla son derece heyecan yaratan bir kurguyla anlatılmış.
Son Çağrı’yı okurken; onların kim oldukları, kendilerinden sonraki uygarlıklara neler bıraktıkları, ya da bırakmaya çalıştıkları, neler anlatmaya çalıştıkları, bizlere çok ciddi bir mesaj bıraktıklarını ve bu mesajın ne olduğunu anlayacaksınız…
Tabi bu mesajı öğrendikten sonra size ne olacağı kısmı var ki; o kısım da beni aşar açıkçası…Sıra dışı bir deneyim zaten bu; siz de hissedeceksiniz, sayfaları çevirirken birden bire binlerce yıl öncesine gidiveriyorsunuz. Sonra geri geliyorsunuz, yine gidiyor ve geliyorsunuz…Keyifli bir yolculukta gibi…
Peki ya kitabı okuduktan sonra?
Geçtiğimiz aylarda “bomba haber” üst başlığı ile hemen hemen bütün haber sitelerine, gazetelere ve ekranlara düşen “Güneş Sistemindeki kayıp gezegen bulundu, Planet X bulundu, Güneş Sistemine yeni bir gezegen geliyor, Güneş Sistemi’nde bulunan Yeni Bir Gezegen mi Keşfedildi” haberleri ile okuduklarınızı harmanlıyorsunuz.
“Allah Allah yahu, nedir bu Planet X, biz bize yuvarlanıp gidiyorduk” derken, “belki de bulunan gezegen Sümerlilerin Nibiru’sudur” gibi bir parlak fikir geliveriyor aklınıza! “Acaba?” ortalığı ayağa kaldıran Planet X, Sümerlilerin gezegeni mi? http://www.sechaber.com.tr/kesfedilen-gezegen-sumerlilerin-nibirusu-olabilir-mi/
Çünkü kitabı okuyan siz artık biliyorsunuz ki; Sümerliler; Güneş, Ay ve on gezegen bulunduğunu söylemişlerdi. Yani; şu ana kadar bilinen 9 gezegen ve bir başkası daha. Belki de bir türlü günümüze gelemeyen bu bilgi, zaten binlerce yıl önce açıklanmıştı… Ve bu durumda Eğer Planet X mevcut ise bu Güneş Sisteminde yalnız değiliz…
Peki yalnız değilsek kiminleyiz? Kim bunlar? Onlarla temas mümkün müdür? Dünya’yı ziyaret ediyorlar mı? Üstümüzde etkileri var mı? Varsa bunların farkında mıyız?…İlk akla gelen sorular değil mi? Öyleyse; hemen siz de kitabı edinin. Bütün bu sorulara bir çırpıda cevap bulacaksınız. Aradıklarınızın dışındakilerle de yüzleşeceksiniz. Çünkü daha önce aklınıza gelmiş olamayacak kadar geniş bir alanda dolanacaksınız.
Haydi bakalım o vakit; buyurun dünya dışına… Hep dünya, hep dünyalık ve zaten biz çok sıkılmıştık…
Not: Son Çağrı – Anunnakilerle Temas’ı edinmek için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz: