Atatürk tarafından kurulan ve Ankara’da temsillerine devam eden Türk Operası Daha sonra 1934 yılında İstanbul’da Opera Cemiyeti tarafından Cumhuriyetin kurulmasından sonra ilk defa oynanan Verdi’nin LA TRAVİATA operasının oynandığı İstanbul’a 1959-1960 yıllarında bir opera kurulması için AYDIN GÜN’ü görevlendirmiştir. Aydın Gün aynı tarihlerde ŞEHİR OPERASINI kurmuştur.
Şehir Operası 1970 yılında devlete bağlanıp İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ olarak halen görevini sürdürmektedir. Opera ve balenin Atatürk ruhuyla yurda yayılması için Kültür Bakanlıklarına ya da bazen isim değiştirilerek Kültür ve Turizm bakanlıklarına bağlı olarak çalışan Devlet Opera ve Baleleri yurdumuza yayılmayı amaç edinip 1983 yılında İZMİR, 1992 yılında MERSİN, 1999 yılında ANTALYA, 2008 yılındaysa SAMSUN’da şubeler açarak başta çok sesli müziğin sonra da Opera ve Bale sanatının Türkiye’ de yayılması için yoğun bir şekilde çalışmaktadırlar. Ayrıca uluslar arası birçok sanatçı yetiştirerek adımızı uluslar arası arenada duyurmaktadırlar. Bu kurumlarda çalışmış veya halen çalışmakta olan birçok sanatçı arkadaşımda bu görevlerinden arta kalan zamanlarında kendilerini çok sesli müziğe adamışlar ve yurdumuzda çok sesli müziğin ve insan sesinin kitlelere ulaşması için karşılık beklemeden çalışmaktadırlar.
Ben bu yazımda İstanbul’da bu tür çalışmalar yapan arkadaşlarımdan bazılarının yaptığı çalışmalar hakkında sizleri bilgilendirmeye çalışacağım.
SESLER HAZİNESİ (Niyazi Ölmez)
İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçısı olan Niyazi Ölmez 2008 yılında Atatürk Kültür Merkezinde Sesler Hazinesi adı altında Operanın Serüvenini anlatan bir çalışma başlattı ve bir kitap çıkarttı. Bu kitaptan yola çıkarak 18 Nisan 2008 de bu kitabın tanıtımını yaptı.Sonra bu kitaba bir reji ekledi.Operanın nasıl kurulduğunu ve özellikle İstanbul operasının geçirdiği evreleri kendi kurumunda sergiledi.Bu gösteri büyük yankı uyandırdı ve çok beğenildi.Niyazi Ölmez daha sonra bu rejiyi eğitim kurumlarına taşıyarak ; insan sesi ve kullanılması ,güzel konuşma, diksiyon, nefes, koro sanatı,v.s. konularda toplumu ve özellikle genç nesilleri aydınlatmak istedi. Eğitim kurumlarıyla ( özellikle de üniversitelerle ) bağlantı kurup on dokuz (19) üniversiteye konuyu ve rejiyi anlattıktan sonra ; Doğuş Üniversitesinde konserler vererek çalışmalarına başladı. Rektörlük tarafından kendisine çalışma olanakları tanınan Niyazi Ölmez kurduğu ekiple haftada bir gün dersler verip gençlerin eğitimini yeterli gördüğü anda ekibiyle birlikte çok sesli koro çalışmalarına başlayarak; kırk (40) kişilik bir koro kurdu. Büyük bir istekle davam eden çalışmalarında şu ana kadar iki yüz yetmiş beş (275) öğrenciye bilgilerini aktardı. Konserler verdi. Sadece klasik batı müziği değil; halk ve sanat müziğimizden örnekler verdi. Ustalara Saygı Geceleri yaparak HAKAN AYSEV, ALAATTİN YAVAŞÇA, YILDIZ KENTER, ATİLLA ÖZDEMİROĞLU,NEŞET RUACAN gibi sanatçıları üniversiteye getirerek , öğrencilerle tanışmasını sağladı.
Niyazi Ölmez şu anda çeşitli meslek guruplarında iş dünyasına hizmet veren yüzlerce gence insan sesinin özelliklerini, kullanılmasını ve çok sesli müziğin özelliklerini vermenin mutluluğu içindedir.Çalışmalarını hiçbir karşılık almadan büyük bir azimle devam ettirmek en büyük arzusudur. Yeter
ki okullar ve kurumlar onu desteklesinler ve engel olmasınlar.
YOLUN AÇIK OLSUN NİYAZİ ÖLMEZ……