GÖRSEL: MUSTAFA KEMAL PAŞA 1918 YILINDA HALEP’TE YILDIRIM ORDULARI GRUP KOMUTANI İKEN YAVERLERİ İLE BERABER.
SURİYE ‘de işler iyi gitmiyordu. Ordudan kaçanlar günden güne artıyor, bu kaçakların başında en fazla ARAP asıllı olanlar geliyordu. Bir defa kaçanlara yakalandıkları zaman hafif bir ceza veriliyor, birkaç defa kaçanlar ise idam ediliyordu.
Bütün cephe çökmüş, iç ve dış ihanetler inanılmaz derece artmıştı. Hemen kuruluveren “ARAP BİRLİKLERİ” her fırsatta yalnız buldukları “TÜRK ASKERLERİNİ” öldürüyorlardı. Hastanelerde birçok yaralı asker yatıyor, bunların nakli büyük güçlük yaratıyordu.
GÖRSEL: CEMAL PAŞA’NIN EŞİ VE OĞLU MEHMET
CEMAL PAŞA HATIRATINDA BİZLERE ŞU BİLGİLERİ VERİR:
—“BİR GÜN BAZI ARAPLAR HASTANEYE GİRİP, ELLERİNDEKİ SİLAHLARLA YARALILARA ATEŞ EMEĞE BAŞLADILAR. BU KORKUNÇ HAİNLİK KARŞISINDA KENDİMİ KAYBETTİM VE ELİME GEÇİRDİĞİM BİR MAKİNELİ TÜFEK İLE HAİNLERE ATEŞ ETTİM. KISA BİR SÜRE SONRA BENİ YAKALADILAR VE İDAM EDİLMEK ÜZERE beni götürdüler. Tam bu sırada çekilmekte olan askerlerimiz beni ARAPLAR ‘ın elinden aldı ve ben böylece ikinci defa idamdan kurtuldum.
HALEP
Artık savaşın sonu belli olmuş, ordu SURİYE ‘den çekilmeye başlamıştı. Bu sırada MUSTAFA KEMAL PAŞA ‘nın kumanda ettiği ordu da çekiliyor fakat her hendeğin, her çalının arkasına gizlenip savunmasını yaparak, en ufak bir panik yaşamadan HALEP ‘e doğru geliyordu. Bu kadar disiplinli, bu kadar muntazam bir çekilişi hiçbir orduda görmek mümkün değildir.
GÖRSEL: MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN 1917-1918 ’DE KALDIĞI HALEP’TEKİ BARON OTELİ.
Ordu HALEP ‘e geldi. MUSTAFA KEMAL PAŞA ve karargâh subayları “BARON OTELİ “ne yerleştiler. Aynı gün Paşa beni otelin kapısında gördü ve biraz sertçe:
-…”ORDUMUZUN ARKASINDAKİ BU KADAR ÇOK ERMENİ BİR TEHLİKE TEŞKİL ETMİYOR MU?”
diye sordu.
Ben de:
—“ONU PAŞA BİRADERİNİZLE GÖRÜŞÜRSÜNÜZ” dedim.
Hiç sesini çıkarmadı, yürüyüp otele girdi. Aramızda soğuk bir hava esmişti.
Akşam olmuştu.
MUSTAFA KEMAL PAŞA ve bütün subaylar otelin salonunda toplandılar. Yeniliyor, içiliyor, birbirleriyle gayet samimi şakalar yapılıyordu. MUSTAFA KEMAL ile olan gündüz konuşmasından dolayı ben geride kalmış, görünmemeye çalışmıştım.
Sabahleyin beni şaşırtan bir durumla karşılaştım.
Bütün subaylar giyinmiş, tıraş olmuş, akşamki neşeli havanın yeri inanılmaz bir ciddiyet almıştı. Otelin holünde ayakta duruyorlar, Paşa’nın üst kattan inmesini bekliyorlardı.
Doğrusu MUSTAFA KEMAL PAŞA ‘nın ordusu her zaman diğerlerinden farklı olmuş, bu fark “BARON OTELİ” nin lobisinde bile hemen göze çarpıyordu.
GÖRSEL: MUSTAFA KEMAL PAŞA^NIN HALEP’TE KALDIĞI BARON OTELİ’NİN 1990 YILINDAKİ GÖRÜNTÜSÜ.
KRAL FAYSAL’IN SURİYE’NİN BAĞIMSIZLIĞINI 215 NO’LU ODASININ BALKONUNDAN İLAN ETTİĞİ BARON OTEL:
HALEP ‘te lüks bir otel inşa etme fikri 19.yüzyılda doğmuştur. 1870’li yıllarda hac görevi için KUDÜS ‘e gitmekte olan ERMENİ asıllı “MAZLUMYAN” , hac yolunda iken HALEP ‘teki kervansaraylarda konaklayan Avrupalıların kötü şartlarda kaldığını ve kendilerini rahat hissetmediklerini fark etti. Böylece HALEP ‘te bir otel kurma fikri doğmuş oldu. “MAZLUMYAN” ilk etapta ARARAT OTEL ‘i kurdu ve sonrasında “MAZLUMYAN” kardeşleriyle birlikte 1909’da BARON OTEL ‘ni kurdular. 1911’de ikinci katı, 1940’da ise üçüncü katı inşa edilmiştir.
Otel kuruluşunun ardından pek çok ünlü konuğu ağırlamıştır. Özellikle otelin ikinci katı pek çok ünlü ziyaretçiye tanıklık etmiştir. MUSTAFA KEMAL PAŞA, BARON OTELİ ’nde iki defa kalmıştır.
Birincisi 24 Şubat 1917’de İkinci Ordu Komutanı olarak ŞAM ‘a gitmek üzere, Kurmay Heyeti ile birlikte HALEP ‘e gelmiştir. BARON OTELİ ’nde iki gün kalmışlar, masrafları 4’üncü Ordu Komutanı CEMAL PAŞA tarafından karşılanmıştır. MUSTAFA KEMAL PAŞA ve beraberindekiler iki gün sonra ŞAM ‘a geldiğinde; istasyonda SURİYE VALİSİ TAHSİN BEY ve yüksek rütbeli subaylar, ilim adamları ve yörenin ileri gelenleri tarafından karşılanmıştır.
İkincisinde ise; 7’nci Ordu Halep’e çekilmiş, . MUSTAFA KEMAL PAŞA 5 Ekim 1918’de BARON OTELİ ‘ne 201 nolu odasına yerleşmiş ve bir süre burada kalmıştır.
GÖRSEL: YIL 1918 MAYIS AYI. BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI BİTMEK ÜZERE … MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN GÖZLERİ HÜZÜNLE DOLUDUR. AMA ÜMİTSİZ DEĞİLDİR. BİR DOSTUNA HEDİYE ETTİĞİ FOTOĞRAFININ ALTINA YAZDIĞI İTHAFTA ŞU CÜMLE VARDIR: “HER ŞEYE RAĞMEN, MUHAKKAK BİR NURA DOĞRU YÜRÜMEKTEYİZ.”
1998 yılında “LOSANGELES ‘IN COVINA” bölgesinde yaşayan yaşlı bir “HALEP” li hanımefendi MUSTAFA KEMAL PAŞA ‘nın BARON OTELİNDE kaldığı günlerde meydana gelmiş bir olayı Doktor Müfid EKDAL ‘a şöyle anlatır:
—“BEN OLDUKÇA GENÇ BİR YAŞTA HALEP’TE BÜYÜK BİR AŞİRETİN REİSİ OLAN ABDO EL HASAN BEYLE EVLENDİRİLMİŞTİM. EVİMİZ HALEP ŞEHRİNİN KENARINDA “BARRİYAT EL MASLAK” DENİLEN YERDEYDİ. EVİN ÖNÜ CADDE OLMASINA RAĞMEN ARKA TARAFINDA HİÇ YERLEŞİM OLMAMIŞ, KIRSAL BİR BÖLGE OLARAK KALMIŞTI. BU YÜZDEN O YÖREYE (KIR) ANLAMINA GELEN “BARRİYAT” ADI VERİLMİŞTİ. ATLARIMIZ, İNEKLERİMİZ, KOYUNLARIMIZ VARDI.
EŞİM MUSTAFA KEMAL HAYRANIYDI.
BU HAYRANLIĞINI DAHA YAKINDAN GÖSTERMEK İÇİN BARON OTELİ’NDE KALAN PAŞA’YI BİR AKŞAM YEMEĞE DAVET ETTİ.
…PAŞA HAZRETLERİ BÜYÜK BİR NEZAKET VE SAMİMİYET GÖSTEREREK DAVETİMİZİ KABUL ETTİ.
EN GÜZEL YEMEKLER HAZIRLANDI, YENİLDİ, İÇİLDİ. SON DERECE SAMİMİ BİR ORTAMDA KIYMETLİ MİSAFİRLERİMİZİ AĞIRLARKEN, DIŞARIDAN BAZI SESLER GELMEYE, ADETA BİR İHTİLAL HAVASI ESMEYE BAŞLADI.
DURUM ANLAŞILDI;
OSMANLI ALEYHDARI BAZI ARAP TOPLULUKLAR MUSTAFA KEMAL PAŞA ‘NIN BİZİM EVE GELDİĞİNİ HABER ALMIŞ, ONA FENALIK YAPMAK İÇİN EVİN ETRAFINDA TOPLANMIŞLARDI.
EŞİM BÜYÜK BİR AŞİRETİN REİSİ OLDUĞU İÇİN EVE PEK YAKLAŞMIYORLAR, HELE İÇERİ GİRMEYE HİÇ CESARET EDEMİYORLARDI. AMA PAŞA’NIN DIŞARI ÇIKIP, BU ASİLERİN ARASINDAN GEÇEREK OTELİNE GİTMESİNDE DE ÇOK BÜYÜK TEHLİKE VARDI.
BÜTÜN AİLE ÜZÜNTÜ İÇİNDE PAŞA İLE BERABER SABAHA KADAR OTURDUK. SABAHLEYİN ASİLERİN BİR KISMI BİR KISMI GİTMİŞ, BAZILARI İSE HÂLÂ EVİN ETRAFINDA DOLAŞIYORDU.
ÇİFTLİKTE ADAMLARIMIZ HER SABAH SÜT SAĞAR, GÜĞÜMLERE DOLDURUP, ATLARIN İKİ TARAFINA ASARAK GEREKLİ YERLERE GÖTÜRÜRLERDİ.
SABAHLEYİN ERKENDEN GENE SÜTLER SAĞILDI, HAYVANLARA YÜKLENDİ. PAŞAYA DA BİR SÜTÇÜ ELBİSESİ GİYDİRİLEREK DİĞER ADAMLARLA YOLA ÇIKARILDI. VAKTİ GELİNCE BARON OTELİNE GİRDİ VE BÖYLECE BÜYÜK BİR TEHLİKE ATLATILMIŞ OLDU.
CUMHURİYET İDARESİ KURULUNCA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ’TEN SON DERECE NAZİK YAZILMIŞ CÜMLELERDEN OLUŞAN BİR TEŞEKKÜR MEKTUBU ALDIK.
UZUN YILLAR SAKLADIĞIMIZ BU MEKTUP NE YAZIK Kİ HALEP ‘TEN AMERİKA ’YA YERLEŞMEK ÜZERE GELİRKEN KAYBOLDU. EŞİM “ABDO EL HASAN” 1930 YILINDA İSTANBUL ‘A GELDİ. FAKAT ANKARA ’YA GİDİP, HER ZAMANBÜYÜK BİR HAYRANLIK DUYDUĞU ATATÜRK’Ü GÖREMEDİ.
ABDO EL HASAN 1968 YILINDA SEKSEN YEDİ YAŞINDA VEFAT ETTİ.”
ABDO EL HASAN:
“ENEZİ” aşiretinin bir kolu olan “ŞAHHANİ” aşiretinin reisiydi. Bir çarpışmada yüzünün sol tarafına isabet eden derin bir bıçak yarası almış, bu yaranın başkaları tarafından görülmesini istemediği için başına giydiği gelin uzantısını daima bu yarayı kapatacak şekilde aşağıya doğru sallandırmıştı.
ABDO EL HASAN’IN EVİ “BARRİYET MASLAK’TAYDI. MASLAK, MEZBAHA DEMEKTİ.
ABDO EL HASAN:
HALEP ‘in kesim işlerini ele almış bu yüzden zengin olmuştu. Haksızlığa inandığı bir kimsenin cezasını hemen aşiret kanunlarına göre uygular, icap ederse ortan kaldırırdı.
KAYNAK: ESKİ BİR İHTİLALCİDEN DİNLEDİKLERİM / Müfid EKDAL
BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALIN. EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR.
Bu yazı www.sechaber.com.tr için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.