Ne yalan söyleyeyim dün akşam Norveç gibi futbol ile pek haşır haşır neşir olmayan, kayak ve curling ile fantastik günler geçirmeye çalışan bir ülkenin Molde isimli, bahis oynayanların bültende görür görmez ‘’2.5 gol üstü olur dayı’’ diye kuponlarına ekledikleri bir takımdan Fenerbahçe’nin Şükrü Saraçoğlu’nda 40.000 taraftarın önünde 3-1 yenileceğini söyleseler çok afedersiniz bir adet ‘’ha *iktir’’ çekerdim. Şimdi benim futbol ile yatıp futbol ile kalkan bir arkadaşım bu Molde’yi ‘’Çek Cumhuriyeti’’ takımı zannediyordu, anlayacağınız dünkü mağlubiyet bu kadar vahim, bu kadar izah edilemez bir şey.
Kulübedeki Portekizli geldiği zaman ne büyük ümitlerim vardı, ne kadar mutlu olmuştum oysa. Güney sahillerinde slip mayosuyla bütün gün güneşin altında kavrulduktan sonra akşam 2 duble atıp ‘’SagapoooSagapooo’’ diye böğürmeye meyilli, yerlilere benzeyen bu adamın ilk basın toplantılarında söyledikleri ile aradan geçen 2 aylık süreçte ancak bu kadar tezat olabilir. Ne demişti Portekizli;
1) Rakip yarı alanda baskı ile boğacak takım olacağız
2) Oyuncularının saha içi dizilişlerinin statik olmayacağı farklı varyasyonlar ile hücum eden takım olacağız
3) Savaşan, yılmadan mücadele eden, keyif veren bir takım olacağız.
Bu dediklerinin herhangi bir maddesini geçtim, tek kelimesini bile uygulayamayan bir adam var şu anda ve kendisi nedense bana hiç bazı şeyleri düzeltmek istiyormuş gibi bir duygu ya da his vermiyor.
Rakibin kaptanı 40 yaşında (babamdan 18 yaş ufak), milyonlar saçıp aldığın orta saha oyuncuların ile dalga geçiyorlar, 20 yaşında ve kariyer hedefi ‘’Arda abisi gibi Avrupa da oynamak’’ olan Ozan Tufan efendinin rakibe basacak mecali yok, bu satırlarda siz sevgili okurlara ayıp olmasın diye yazamayacağım çılgın partilerden çıkıp da gelmiş gibi sanki formayı zorla giydirmişler beyefendiye. Ozan efendi burası Fenerbahçe, o forma sırtında ise kötü oynayabilirsin ama 60 yaşında dedeler gibi yürüyemezsin.
Meireles isimli adam hakkında benim daha yazacak bir şeyim yok. Kulüp başkanı olsam kendisine ‘’al evladım sana iki milyon Euro nakit. lütfen eşyalarını topla, arkanı dön ve çık, istenmiyorsun artık’’ der, THY den promosyonlu Ekonomi Sınıfı bilet satın alır, dış hatlar çıkış kapısına VIP salonundan girer, gümrüğe kadar geçirir ve kendisini postalarım. Evet, yaparım bunu.
Bu sene takımın kalası kim olur diye düşünüyordum ki, Şener Özbayraklı sağ olsun pek bir seçim şansı bırakmadı bana. Kendisi şu anda 400 metre bayrak yarışlarındaki gibi elinde bayrak en önde koşuyor. Yahu arkadaşım yaşın genç, Bursaspor’da seni koca sezon izleyip beğendik, insan koca 90 dakika bir adet bindirme yapmaz mı yahu? Koca United da senelerce forma giymiş adam senin isteksizliğin ve kafasızlığın yüzünden her atakta 40 metre fuzuli koşu yapıyor, geliyor kendi yarı sahasından top alıyor, insan utanır.
Maçın taktiksel olarak benim yazabileceğim bir yorumu yok. Orta saha yol geçen hanına dönmüşken o bölgeyi koruyabilen tek adam olan Mehmet Topal’ı çıkarabilen bir teknik direktörün takımı için taktiksel yorum yapmayı yersiz, gereksiz ve saçma buluyorum. Bana göre Vitor Pereira son 5 gün içerisinde oynanan Kasımpaşaspor maçındaki ‘’6 nokta körler derneği’’ tadındaki dan-dun stratejisi ve dün esas meslekleri kayakçılık-curlingcilik olan bir köy takımına karşı ‘’bir pasif direniş stratejisi olarak planking’’ denemeleri ile bu takımın hocası olmadığını bağıra bağıra söyledi.
Rahmetli üstat Kayahan’ın dediği gibi;
Yine Bana Hüsran
Yine Bana Hasret Var
Yine Bana Sensiz Günler Düştü…
Kombineyi sinirden yanlışlıkla kırmışım, PassoLig’i aradım yenisini istedim, Bursaspor maçına ise gitmeyeceğim, ilişkimize bir müddet ara vermek ve televizyon başından takip etmek sanırsam en sağlıklısı olacak.
Bu takım olmamış.
Hafta sonunuz güzel olsun.
@josephintavugu