Zayıflayamıyorsunuz, şişmanlık kaderiniz oldu olacak…Denemediğiniz diyet kalmadı, gitmediğiniz diyetisyen, spor salonu…Her şeyi ama her şeyi denediniz. Ümitler bitti bitecek derken; bir arkadaşınız dedi ki: Bir yaşam koçu var, bilinçaltı temizliği de yapıyor. “Zayıflayamamak kader değil” diyor. Şu gün şu saatte semineri var; haydi gidelim…Haydi gidin.! Gidiyorsunuz, biraz tuhaflık var gibi geliyor; çünkü semineri veren kişi, bu konuda uzman olduğunu iddia eden kişi kilolu! Haydi bakalım; terzi kendi söküğünü dikemez herhalde diyorsunuz; yine de medet umuyorsunuz belki de. Çünkü bedel ödediniz. Para ödemememiş olsanız bile, oraya kadar gittiniz, günlük plan yaptınız. Yani aslında bedelini ödediniz. Ve fakat bu bedel verdiğiniz ücret, zaman ya da enerji kaybıyla kal mayabilir. Daha fazlasını kaybedebilirsiniz. Evrensel öğretiler ve enerji terapileri uzmanı Şems Terlan işte tam da bu noktaya değiniyor; buyrunuz:
BU NE PERHİZ, NE LAHANA TURŞUSU!..
İnsanlık yepyeni bir döneme girdi. Dünyanın dört bir yanında bir ‘sipiritüel bilinçlenme’ seferberliği başladı. Tabii Türkiye de bundan nasibini aldı; elimizi sallasak bir rehbere, bir şifacıya, bir uzmana çarpar olduk. ‘Kurtuluşu’mu vadedenler dersin, aydınlanmayı mı, sonsuz şifayı mı, hepsi birbirine karışmış durumda. Bir keşmekeştir, gırla gidiyor.
Gülmeyin ama bu ülkede zayıflama konusunda seminer veren ama kendi yüz kilo çeken kişisel gelişim uzmanları, kendi özel hayatı tarumar olmuş ilişki terapistleri, -Ekmek Teknesi’ndeki Herodot Cevdet’in bir zamanlar dediği gibi- ‘işret alemlerinde boy gösteren’ enerji uygulayıcıları, şifacılar var!
Trajikomik bir durum…
Kimler mi onlar? Şimdilik adları bende kalsın çünkü afişe edersem fena hır çıkar. Ben bu işi iyi yapamayanlarla değil yapanlarla ilgileniyorum yani tabiri caizse ‘derin kazı yapıp çukuru boş bırakanlar’la değil, ‘sonradan size o çukuru daha verimli bir toprakla nasıl dolduracağınızın yolunu gösterenler’le…
Nasıl ki bir cerrahın karnınızı yarıp ”Al şimdi ne hâlin varsa gör, benden buraya kadar; toparla iç organlarını, dik bakalım karnını kendi kendine de görelim!” deyip ameliyatı yarım bırakıp gitmeye hakkı yoksa bu kişilerin de sizin duygularınızla, umutlarınızla oynamaya hakkı yok!
İsteyen bana özelden mesaj atıp kendine sempatik gelen, ilgilendiği öğretiyi ve de neden o öğretiyle ilgilendiğini söylesin, ben de onu en doğru kişiye yönlendireyim.
‘Şems Terlan Kişisel Gelişim Hizmet Hattı!’; iyi olur, bunu yapayım vallahi, kulağa hoş geliyor.
”İyi de Şems, yine verdin fitili millete! Ee, ne yapacak şimdi insanlar?” dediğinizi duyar gibiyim. Ayıp ettiniz canlarım, ben şimdiye kadar neyin ucunu açık bırakmışım ki?
Şimdi gelelim fasulyenin faydalarına; ‘sapla samanı’ birbirinden nasıl ayıracağımıza, yani o rehberliğinden yararlanmayı düşündüğünüz kişinin doğru kişi olduğunu nasıl anlayacağımıza…
Aslında önce yazdığım makalede size sağlam bir tüyo vermiştim. Orada şöyle demiştim: Bakın bakalım, o zat-ı muhterem temsil ettiği öğretiyi kendi yaşamına ne kadar uygulayabilmiş, ondan sonra karar verin; kitabını mı okuyacaksınız, ondan şifa mı alacaksınız yoksa seminerine mi gideceksiniz?
Ancak bu tür insanlar kendilerini öyle bir kamufle ederler ki bazen o modellediğiniz kişinin nemenem biri olduğunu asla anlayamazsınız, ta ki paranız suyunu çekip siz yalınayak, başı kabak ortada kalıncaya kadar…
Ammaaaa, başka öyle kriterler var ki onları izlerseniz asla yanılmazsınız:
– Bakın bakalım, o kişi sigara ya da başka bir keyif verici (!) madde kullanıyor mu? (Açtırmayın şimdi bayramlık ağzımı benim; daha nelerine şahit oldum ben bu modellerin!)
İşte bu ince ayar çekmektir çünkü sigara, vs. gibi maddeleri kullanmak insanın kanallarını fena hâlde tıkar, enerji frekansını aşağı çeker yani bir bakmışsınız ki bu kişiler bırakın yükselmeyi, Kamikaze gibi yere çakılıvermişler. Tabii sonuç kaçınılmazdır; bu kişiler tıpkı bir yerleşim merkezine çakılan hava araçları gibi kendileriyle birlikte çevrelerini de felakete sürüklerler.
– Bakın bakalım, o kişinin kronik bir rahatsızlığı var mı ve ilaç kullanıyor mu?
Bu da daha ince ayar çekmektir. E öyle değil mi şimdi; kendini şifalandıramamış biri nasıl başkalarına şifa dağıtır?
– Bakın bakalım, o kişinin boyu ve kilosu dengede mi, bedeni fit ve sağlıklı görünüyor mu yoksa vücudunda bölgesel bir deformasyon, ödem vs. var mı? Beslenme düzeni nasıl, örneğin hâlâ büyükbaş ya da küçükbaş hayvanların, kümes ya da av hayvanlarının etlerini yiyor mu (bedenlerinde sindirim sistemi bulunur, dolayısıyla bunları yediğinizde sağlıklı beslenmiş olmazsınız!) yani bedenine adrenalin ve toksin almayı sürdürüyor mu?
– Ve son olarak, bakın bakalım, o kişi size vermeye çalıştırdığı bilgileri deneyimlemiş mi; kendi hayatına uygulamış ve iyi sonuçlar almış mı?
İşte bu da en ince ayarı çekmektir çünkü kimse kendinde olmayanı başkasına veremez!
Evet işte durum bu; sıraladığım bu üç madde enerjimizin süptilleşebilmesi ve frekansımızın yükselebilmesi için son derece önemli yani (tabii bir gün bu işlere soyunacaksak!) olmazsa olmazlarımızdır.
Tabii burada o kişinin sade ve huzurlu bir yaşam sürüyor olması da önemli kriterler ama şimdilik bunları geçiyorum çünkü biz daha o düzeye erişemedik; bu konuda biraz daha (?) yolumuz var.
Evet, işte size harika bir ‘sipiritüel rehber belirleme kılavuzu’; alın kullanın, bu kriterlere uymuyorlarsa da boş verin onları. Yazık, paranız da, zamanınız da, umutlarınız da zayi olmasın…
Ve içinizdeki sesi dinleyin; o size hep doğruyu söyleyecektir…
Şems TERLAN (MEHMET ŞEMSEDDİN) KİMDİR?
1960 yılında İstanbul’da doğdu. 1984 yılında İTÜ Kimya-Metalurji Fakültesi, Kimya Mühendisliği Bölümünden mezun oldu. Medikal kozmetikler ve profesyonel kişisel bakım ürünleri alanında etkinlik gösteren çeşitli kuruluşlarda pazarlama, eğitim ve ürün yöneticisi olarak çalıştı.
1987 yılında, televizyon reklam filmleriyle başlayıp dizi ve sinema filmleriyle süren oyunculuk serüvenine başladı. On beş yıl ‘alaylı’olarak oyunculuk yaptı. Bu süreçte çok sayıda reklam filminde ve televizyon dizisinde oynadı.
2001-2003 yıllarında Akademi İstanbul’da oyunculuk, doğru ve etkili konuşma eğitimleri alarak ‘okullu’ bir oyuncu oldu.
2003 yılında Dönüşüm Konağı Başarı Psikolojisi Enstitüsünde New-NLP Practitioner, Master, Designer eğitimlerinden geçerek İletişim Uzmanlığı, Performans Koçluğu, Kişisel-Grupsal Terapi ve Danışmanlığı ve Eğitim Tasarımcılığı konularında yetkinleşti. 2004 yılında FA Coach Academy’den ‘Temel Koçluk Becerileri eğitimi aldı.
2008 yılında Nominer Eğitim’den kendinle yüzleşme, ‘Reflexion 1-2′ eğitimlerini aldı.
2009 yılında eğitmenlik becerilerini geliştirmek amacıyla Çağdaş Drama Derneğinde ‘Yaratıcı Drama’, 2013 yılında ise İstanbul Psikodrama Enstitüsünden ‘Spontanite Tiyatrosu’ (insanın bedensel ve duygusal olarak sınırlarını ortadan kaldırması ve serbest ve özgürce dışa vurması ile ilgili disiplinler) eğitimleri aldı.
Terlan’ın ‘evrensel bilinç, evrensel sistem, evrensel varoluş ve evrensel enerji’ konularında da çalışmaları vardır.
2010-2012 arası Reiki 1-2-3. seviye uygulayıcı eğitimlerini aldı.
2013 yılında bütün bilgilerini ve deneyimlerini birleştirme olanağı bulduğu ‘Access Bars’la tanıştı ve bu konuda uygulayıcı eğitimleri aldı.
Terlan, şu aralar, Access Bars’tan yola çıkarak -farklı disiplinleri de biraraya getirerek- oluşturduğu ‘Zihin Ötesi Terapisi’ adlı son derece etkili ve kalıcı bir şifa programını -aralarında yaşam koçu, psikolog ve tıp doktorlarının da bulunduğu- geniş bir danışan kitlesine uygulamaktadır.
İletişim: [email protected]