Mısır… Tanrılar gibi hüküm süren firavunların ülkesi. Onlardan bize kalan devasa taş yapılara bakarak, koca uygarlığı anlamaya çalışıyoruz. Piramitler, Sfenks, tapınaklar, mumyalar, anıtlar, anıtlar, anıtlar… Hepsi, binlerce yıl öncesinden günümüze bir şeyler anlatmaya çalışıyor.
Yeni Krallık Döneminde (M.Ö. 1530-1100), firavunlar ve dönemin ileri gelenleri için inşa edilen mezarların bulunduğu vadi olan Krallar Vadisini herkes bilir. Krallar Vadisi girişinden itibaren 5. sırada yer alan mezar ise neredeyse piramitler kadar önemlidir. KV5 olarak isimlendirilen bu mezar, şimdiye kadar bulunan en büyük mezar olma özelliğini taşımakla beraber, II. Ramses’in oğullarının da çoğunun defnedildiği aile mezarlığı gibidir.
KV5, en azından 110 adet oda içermektedir. 16 sütunlu büyük bir galerisi, 30 metre uzunluğundaki koridoruyla bu mezar alanı, II. Ramses’in kendisinden önce ölmüş olan çocukları için inşa edilmişti. İçerisinde bulunan el yapımı eserler ve hiyeroglifler, tüm firavunlardan fazla tapınak ve anıt yaptırmış olan II. Ramses’i bugün bile ihtişamla hatırlamamızı sağlıyor. Tanrı Amon Ra’ya bağlılığını kraliyet tapınağının duvarlarında görebildiğimiz II.Ramses bir zamanlar Krallar Vadisi’ne gömülmüş olsa da, günümüzde Kahire’deki Mısır Müzesi’nde üstü açık bir tabutta yatmaktadır.
Antik Mısır’da mezar yapımı tüm Mısırlılar için büyük önem taşımaktaydı; çünkü mezarlar bu dünyadan ötekine göç ederken kullanılan bir harita görevi üstleniyordu. Bu yüzdendir ki Mısırlılar, inşa ettikleri mezarları daha sonra bulunmamaları için gizlemişler, özel tutmuşlardır. Krallar Vadisi’ne ulaşabilmemiz için geçmemiz gereken dar geçit, mezarların zor ulaşılmasının ve güvenli kalmasının istenildiğini açık şekilde ortaya koyuyor. Ölümü aynı zamanda bir başlangıç olarak kabul eden Antik Mısır’da firavun, yeni hayatında ihtiyaç duyacağı mobilyaları, tılsımları, mücevherleri, heykelleri ve kutsal olan her şeyi ile beraber gömülürdü. Mezar odalarının duvarlarında gördüğümüz her hiyeroglif, ölümden sonra başlayacak olan yeni hayat yolculuğunda firavuna yardımcı olmak amacıyla yapılmıştı.
Antik Mısır’da başından beri istenilen ve aranılan şey sonsuza kadar yaşamak, tanrılar gibi yaşamaktı… II. Ramses’in babası I.Seti’nin mezar odasında sonsuz yaşama ulaşmak için duvarlara yazılmış yol gösterici hiyeroglifler, karmaşık dini metinler görüyoruz. Kim bilir, belki de çok eskiden insanoğluna sonsuz yaşam diyebileceğimiz kadar uzun yaşamlar vaadedilmiştir de, bu ihtişam ona ulaşmak için harcanan emeğin bir parçasıdır…