Samsun’dan ayrılan “GAZİ” ve beraberlerindekiler rotayı Trabzon’a yöneltti.
Akşam sofrada sohbet edilirken, arkadaşlarına bir soru yöneltti:
-…”EFENDİLER… ŞİMDİ SİZE BENİM İÇİN ÖLÜN DESEM, ÖLÜRMÜSÜNÜZ?”
Sofradakilerden aldığı cevap; kendisine candan bağlı olanlardan geldi:
—“Tabii ki ölürüz!”
Sapı sedef kakmalı bir tabancayı çıkarıp masanın üstüne koydu ve seslendi:,
-…”HAYDİ BAKALIM… BENİM İÇİN ÖLÜN…”
Herkes şaşkın ve suskundu. Hiç kimsede en ufak bir kımıldama yoktu. Sessizlik içinde gene O’nun sesi duyuldu. Kapıdaki nöbetçiyi çağırdı, sordu:
-…”MEHMET, BENİM İÇİN NE YAPARSIN?”
Mehmetçik bu soruya hiç cevap vermeden, masanın üzerinde duran tabancayı alıp, şakağına dayayarak tetiği çekti. Mermi sesi yerine sadece tetiğin sesi duyuldu. Orada bulunanlar şaşkınlıktan küçük dillerini yutacak olurken, GAZİ yerinden kalkarak Mehmetçiği alnından öptü, sonra da yanında bulunanlara dönerek:
-…”EFENDİLER… BEN SİZİ BİR SÖZÜMLE ÖLDÜRECEK KADAR AKILSIZ DEĞİLİM. BU HAREKETİ BEN, SİZLERİN VE KAHRAMAN ASKERİN BANA NE DERECEDE BAĞLI OLDUĞUNUZU ANLAMAK İÇİN YAPTIM. GÖRÜNÜZ TABANCAM BOŞTU…” dedi.
Trabzon gezisi sürüyordu. Sabah konakladığı köşkün kapısından çıkarken çocukluk arkadaşı Hasan Tahsin (UZER) ‘in hızlıca hareket ederek önünden çıktığını fark etti.
Seslendi:
-…”DUR TAHSİN… BAK NE OLACAK?” dedi.
Kapıda saygı nöbeti bekleyen ere yaklaştı ve sordu:
-…”ADIN NE SENİNİ?”
—“Mehmet, ATAM…”
-…”SÖYLE BAKALIM MEHMET, BU MU BÜYÜK, BEN Mİ BÜYÜĞÜM?”
—“Sen büyüksün Paşam…”
-…”BENDEN BÜYÜK KİMSE YOK MU?”
—“Yoktur Atam…”
-…”İYİ DÜŞÜN MEHMET. BENDEN BÜYÜK HİÇ Mİ KİMSE YOK?”
—“Yoktur ATAM…”
Çok asabileştiği zaman yanağının biri seğirmeye başlardı. Öyle de oldu. Birden yüz hatları gerildi. Bakışlarını Mehmetçiğin gözlerine dikti ve eliyle omzunu tutarak tekrar soru:
-…”PEKİ… YA PEYGAMBER, YA TANRI? MEHMET ONLAR DA MI BENDEN BÜYÜK DEĞİLLER?”
Birden herkesi şaşırtan bu soru karşısında, dimdik duran Mehmetçiğin boynu büküldü ve yalvaran saygılı bir sesle cevabını verdi:
—“Onları bu işe karıştırma Atam…”
Gerilen yüz hatları yumuşadı, Mehmetçiği kucaklayıp alnından öptü ve yanındakilere dönüp:
-…”HANGİMİZ BU DURUMU, BU KADAR DÂHİYANE BİR CEVAPLA ÇÖZÜMLEYEBİLİRDİK. İŞTE TÜRK ERİNİN HAM FAKAT ERİŞİLMEZ ZEKÂSI BURADADIR,” dedi.
Herkes hayran kalmıştı. GAZİ yeni bir zafer kapanmış gibi, büyük bir mutluluk içindeydi.
Değerli okurlarım Sayın Tahsin UZER ‘in anılarından; Hanri BENZUS, “YAŞAMIN İÇİNDEN ATATÜRK ANILARI” adlı eserinden aldığım ve bizler için çok değerli olan bir anıyı sizlerle paylaştım.
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA BULUŞMAK ÜZERE ESEN KALINIZ.
Bu yazı www.sechaber.com için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.