Son 3 sezondur, Türkiye Kupası üzerine tartışmalar bir hayli yoğun geçmekte ve işin açıkçası büyük kulüp hocalarının ve başkanlarının yöneticilik dönemlerinde ortak noktada birleşip, fikir bütünlüğünü sağladığı tek alan da Türkiye Kupası üzerindeki eleştirileri.
Türkiye Kupası aslında 6-7 senedir, özellikle büyük kulüpler üzerinde bir külfetti. Lakin, Fenerbahçe yaklaşık 20 senedir bu kupayı alamayıp, facia takımlara elendiği için, ülke çapında seneler boyu geyik muhabbetine vesile olduğundan yine izlenebilirliği vardı. İnsanlar Fenerbahçe’nin hangi abidik gubidik takıma yenileceğini merak ettiği için ekran karşısına geçiyordu. Sonuçta dev bütçeli bir camianın Pendikspor, Kartalspor gibi takımlarına elenmesi, hala rakı masalarının ve sosyal platformların en eğlenceli mezelerindendir. İşin özü şahsi fikrime göre şudur; Fenerbahçe arka arkaya 2 kere bu kupayı aldıktan sonra Türkiye Kupası’nın amacı kalmamıştır.
İşin mizah kısmını bir kenara bırakırsak, Türkiye Kupası’nın gerek statü gerek para dağıtımı konusunda dünyanın en saçma organizasyonlarından biri olduğunu söyleyebiliriz. Sebeplerine gelirsek:
Gelelim işin komik tarafına… Türkiye Kupası’nda Federasyon, kazanılan maç başına 40.000 dolar gibi komik bir rakam dağıtmakta. Tüm maçlarınızı kazansanız ki (bu futbolda zor bir olay), hak ettiğiniz para sadece 240.000 dolar. Bu para ne yol parasını, ne otel parasını, ne de futbolculara verilen maç başı prim parasını karşılamakta. Hatta ancak 2 tane Selçuk Şahin maaşı eder. Durum böyle olunca, büyük kulüp başkanları ve bu takımların teknik direktörleri Türkiye Kupası’nı niye izlesin? Şampiyon olup naklen yayın gelirinden pastanın büyük dilimini almak varken, 2. Lig ve hatta 3. Lig takımlarının patates gibi sahalarında oynayarak, 2.5 Milyon Euro’luk yıldızlarını niye sakatlatsın?
Federasyonun, Türkiye Kupası’nı soktuğu bu şema tamamen kendisi ile çelişki yaratmaktadır. Kulüplere ‘’borcun olmayacak, topçuların parasını gününde vereceksin’’ diyen bir kurumun böyle bir sistemi ortaya koyması mantık dışıdır. Çok ciddi anlamda nakit sıkıntısı çeken kulüplerimiz, zoraki oynatılan bu gereksiz maçlar yüzünden futbolcularına ödeme yapmak zorunda kalıyor, nakit sıkışıklığından dolayı olmayan para için bankalardan gidip kredi çekiyor ve zaten üç haneli milyon dolarlarda gezen borçlarını katlıyor. Böyle saçma bir durumda kulüplerimizden Financial Fair Play’e uymaları nasıl beklenebilir? Ben söyleyeyim, beklenemez.
Sonuç olarak, Türkiye Kupası’nın formatı gelecek sene itibarı ile değişmek zorundadır. İngiltere Federasyon Kupası sistemi bana göre biçilmiş kaftandır. Bu sistemde, takımlar eleme usulü tek maç üzerinden maç yaparlar. Kazanan bir üst tura yükselir. Maçın berabere bitmesi halinde, bu sefer deplasman takımının sahasında tekrar maçı oynanır ve kazanan bir üst tura yükselir. Kulüplere maddi külfet yaratmadan, hem tribündekilere hem ekran başındakilere keyif verebilecek en güzel sistem budur.
İyi haftalar dilerim.
@josephintavugu