Bundan yıllar önce bir fizik öğretmeniyle evren ve dünya üzerine bir sohbet etmiş ve savunduğu şeyler karşısında hayrete düşmüştüm. Evrende sadece bizim olduğumuzu söyleyip dünya atmosferine herhangi bir şey girse hepimizin mutlaka haberi olacağını savunuyordu. Fizik ile bu savunulanları bir türlü bağdaştıramamış, büyük hayal kırıklığıyla, okumalarıma ve araştırmalarıma geri dönmüştüm.
Nedense büyük bir kesim evrendeki en yüksek teknolojiye bizlerin sahip olduğunu, en doğru bilgilere bizim ulaşabildiğimizi ve en doğru insan kavramına bizim ulaştığımızı düşünüyor. Bunun ne kadarına katılırsınız bilemiyorum ama ben henüz daha yolun başında olduğumuzu düşünenlerdenim. Milyonlarca yıllık bir dünyadan bahsedilirken bizlerin tarihi ise sadece birkaç bin yıl. Öncesini bilmiyoruz ve araştırıp bulmak konusunda da pek hevesli değiliz.
Araştıranlarla, bu konuda bir görüşe sahip olup savunanlarla rahatça alay edebiliyoruz. Bilimin kanıtlamadığı her şey büyük bir kesim için ‘imkansız’ olarak görülüyor. Oysa bilim hiçbir zaman son nokta burası diyemez. Her gün gelişen, her gün keşfeden, her gün yeni bir şeyi ortaya süren bir sistemdir. Bilim, şüphe ve merak ile ilerler, hiç durmaz, başka yönleri olup olmadığını araştırır.
Ve bir gün haber sitelerine bir haber düşer;
“Suyun Siyah, Sıcak ve Katı Bir Hali Keşfedildi: Süper İyonik Buz”
Bu haber dünyaya 2018 yılında duyurmuş olsalar da 1988 yılından beri var olduğunu düşünüyorlardı. İspatlanabilmesi içinse teknolojinin bugünkü koşullara ulaşabilmesi gerekti.
Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’nda lazerli şok sıkıştırma tekniğini kullanarak suyun bu haline ulaşan bilim adamlarından Dr. Marius Millot deneylerin iki yıl sürdüğünü, sonraki iki yıl boyunca da sonuçları analiz ettiklerini söyleyerek “Oldukça zorlu deneyler sonunda elde ettiğimiz veriler ışığında yeni bilgiler edindik. Çalışma sonuçları süper iyonik buzun sadece deneysel kanıtlarla değil aynı zamanda suyun olağanüstü durumlarda gösterdiği davranışla ilgili tahminlerin sadece simülasyonlarda değil gerçek görüntülerle ispatladı” dedi.
Suyun keşfedilen bu halinin evrenin herhangi bir yerinde bulunabileceği söylenirken Neptün ve Uranüs gibi yüksek ısı ve basınca sahip gezegenlerde süper iyonik buzun varlığına kesin gözüyle bakılıyor.
Meraklıları makaleye burada ulaşabilirler: Süper İyonik Buz
Kıssadan hisse yapmamız gereken bu noktada, henüz varlığından haberdar olmadığımız sayısız varoluşun bu evrende bulunduğunu artık fark etmeli, kanıtlanmamış onlarca fikrin ise yakın gelecekte kanıtlanacağına kendimizi hazırlamalıyız. Çünkü hatırlamadığımız tarihimizin bizlere bıraktıkları bildiklerimizin de ötesinde şeylere işaret ediyor. Bu evren içerisinde insanlık; annesinden doğumunu bekleyen bir bebek olarak tanımlanabilir. Alacağımız çok yol, öğreneceğimiz çok bilgi, ortaya çıkarılması gereken çok sır var.
Merak edin ve size verilen bilgilere hep şüpheyle yaklaşın. Karşınıza çıkacak yeni bilgilere ve aklınıza gelecek fikirlere şaşıracaksınız.
Sevgimle.