Bu yazıyı şu an itibarı ile çok zor koşullarda yazıyorum çünkü dün izlediğim 90+4 dakikadan sonra gözlerimin kanaması henüz durabilmiş değil. Ortada heba ettiğim, ömrümün geri kalanında her zaman arayacağım bir 94 dakika var.
Evli bir adam olsaydım maçın ilk 20 dakikasından sonra hanımı alır balık yemeye götürürdüm ki benim hayatımda mecburi durumlar hariç Fenerbahçe maçı kaçırdığım görülmemiştir. Durumun vahametini buradan anlayabilirsiniz.
Fenerbahçe yeni hocası yönetiminde on üçüncü resmi maçını da geri bıraktığına göre artık objektif bir şekilde taktik ve sistem analizi yazıp hocayı ve yanlışlarını açık açık eleştirebiliriz. Kimse de yeteri kadar sabır edilmediğini söyleyemez. Eleştirmek için ligin son üç haftasını bekleyecek halimiz de lüksümüz de yok. Biz bu takımı çok seviyoruz, böyle görmeye dayanamıyoruz, hele tarihin en pahalı kadrosunu kurmuşken bu kadar kötü bir futbol izliyor olmak çok acı veriyor.
Kayserispor maçının ilk 11’ini kağıt üzerinde gördüğümüzde her sübjektif taraftar gibi ‘’3 atarız 5 atarız’’ muhabbetini ben de yapmak gibi bir gaflete düştüm. Malumunuz Robin Van Persie, Nani, Markoviç, Fernandao gibi isimleri ileri hücum hattından görünce kafanızda bıraktığı ilk izlenim farklı oluyor. Daha sonra objektif bir şekilde analize kalktığınızda ileriye doğru topu kolaylıkla taşıyacak bir çarkın 13 hafta itibarı ile teknik direktör tarafından kurulamadığını görüyorsunuz. Mehmet Topal ya da Souza ikilisi VitorPereira’nın kurmak istediği sistemde asla yan yana oynayamaz.
Bu ikili ileri bölgeye topu taşıyabilecek özelliklere sahip değil. Olmadıkları için de Fenerbahçe sürekli top kaybı yapmakta ve oyunu rakip yarı sahada oynamak yerine kendi yarı sahasında kabul ediyor. Bu ikili yeterli sürate, teknik kapasiteye ve yaratıcılığa sahip olamadığı için de sürekli ileriye doğru top şişirilmekte.
Fenerbahçe’nin bu denli tırsak ve iki top yapamayan oyun oynamasının bir diğer sebebi de tabii ki takımın yeterli fizik gücüne ve kondisyona sahip olamaması. Oyuncular her iki devrenin ilk 10 – 15 dakikası parıldadıktan sonra yavaş yavaş oyundan düşüyorlar ve sinmeye başlıyorlar. Rakipte Fenerbahçe den çekinmemeye başlayınca Sarı Lacivertliler birden ufak bütçeli Andolu Kulübü gibi 9 kişi ile kapanıyor ve maç Kayserispor ile kaleci Volkan Demirel – Kjaer ve Ba 3’lüsüne karşı oynanmaya başlıyor. Yeşil çimlerdeki diğer 8 Fenerbahçe futbolcusunu sahadan çıkarsanız fark etmeyecek kıvama geliyor. Siz 200 milyon bütçeli bir camia iseniz bu kabul edilemez.
Fenerbahçe’nin ne denli kötü durumda olduğunu anlamanız için çok basit bir örnek daha verebilirim. Bizim gibi büyük bütçeli ve kendi ulusal liglerinde ismi olan Porto, Dortmund, Atletico Madrid gibi takımlar rakiplerine baskı yapar, boğar, ileriye doğru çıkartmaz. Fenerbahçe ise zayıf rakibine topla oynama fırsatı verdi. Koca Fenerbahçe Kayserispor’u %54 ile top oynattı ve oyunu kontrol altına bir an olsun bile alamadı. Bundan daha beter bir istatistik de Fenerbahçe rakibine oranla çok daha fazla faul yaptı, bir çok defa sarı kart gördü. Büyük takımlar eğer kendinden bütçe ve oyuncu kalitesi olarak çok daha aşağıda olan takımlara karşı bu kadar fazla faul yapıyorsa bunun iki sebebi olabilir.
1) Oyuncular ne yaptıklarını gerçekten bilmiyorlar. Pozisyonları ve dizilişlerinden memnun değiller.
2) Takım fizik olarak berbat durumda.
Fenerbahçe’nin yapması gereken bölgeler arasındaki mesafeyi daraltarak, kompakt, süratli, ayağa ve ileriye doğru pas yapan bir takım olmakdır.Transfer edilen oyuncuların ortaya koyması gereken performans da buna yönelik olmalıdır. Ben rahmetli Luis Aragones, WernerLorant ve ZdenekZeman döneminden beri bu kadar kötü, kopuk ve birbiri ile alakasız bir oyuncu grubu görmedim. Ne yaptıklarını bilmeyen, ezbere top oynayan bir oyuncu grubu ile karşı karşıyayız ama bu durum 13 resmi maçta oyunculardan istediğini almayı bir türlü beceremeyen Portekizli hocaya yazar.
Sonuç olarak VitorPereira’nın önünde iki tane kilit maç var ve bu maçlardan birinde bile gümlediği taktirde zaten oynanan kötü futboldan ötürü kendisine antipati besleyen taraftarlar ile arası hepten açılır ve kellesi istenir. Lakin, eğer Pereira hem Ajax, hem Galatasaray maçından galibiyet ile ayrılmayı başarırsa ben bu takımın hala vites arttırabileceğini, karamsar havanın dağıldıktan sonra bambaşka bir Fenerbahçe izleyebileceğimizi ümit ediyorum. Bunu bir taraftar olarak mı yoksa objektif bir yazar olarak mı yazıyorum pek kestiremedim ama temennim bu yönde.
İyi Haftalar Dilerim,
@josephintavugu