TEBRİKLER GALATASARAY’Â & EN İYİ YARDIMCI OYUNCU: FENERBAHÇE SK
Normal şartlar altında benim gibi en üst dozajda Fenerbahçeli bir kongre üyesinin Galatasaray’ın şampiyonluğunu kutladığı zaman içi bir tuhaf olur, pek kutlayası gelmez, kelimeler ağzından zor ve utana sıkıla çıkar. Lakin; benim güzelim Fenerbahçe’mi öyle bir hale getirdiler ki hayatımda ilk defa bir Galatasaray şampiyonluğu bana hiç koymadı ve hatta kendi kulübümün menfaati için bu şampiyonluğun bir şeyleri değiştirebilmek adına iyi bir fırsat bile olabileceğini düşünmeye başladım.
Öncelikle Galatasaray’ın bu şampiyonluğu sonuna kadar hak ettiğini söylemek durumdayım. Hakemler, federasyon, hükümet desteği gibi bahanelere sığınacak arkadaşlar da öncelikle futbol ile ilişkilerini kesip bol komplo teorili film senaryosu yazsınlar. Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin eşsiz ikramlarını geri çevirmeyecek kadar akıllı ve Ocak ayından itibaren doğru strateji ile yönetilmiş bir Galatasaray izledik.
Beşiktaş’ın zaten bir noktadan sonra tıkanacağı belliydi. İte kaka gidiyordu. Kendi stadı olmayan, evinde oynaması gereken maçları Ankara da deplasman tadında oynayan, nakit para sıkışıklığından dolayı oyuncuların maaşlarını aylarca yatıramayan ve klasik Beşiktaş cünüplüğünü barındıran bir takımın buraya kadar gelmesi bile başarıydı bence. En azından siyah-beyazlı kulübün ligin son 4 haftasında yarışı kaybetmesi için üretebileceği bir sürü bahanesi mevcuttu.
Fenerbahçe’ de sığınacak bahane de yoktu. Kulübün tepesindeki Aziz Yıldırım, kulübedeki İsmail Kartal, kaledeki geniş cüsseli otopark mafyası kıvamındaki arkadaş, gol atsın diye alınıp çamaşır makinası çıkan Emenike gibi isimler ile olmaz, olamazdı. Israr bir kere daha Fenerbahçe’nin sinir katsayısı yüksek, bol şekerli başkanına kaybettirdi. Köfteci sponsorlu bir takıma 6 puan dağıttı, Trabzonspor’u iki maçta da yenemedi, deplasman fakiriydi. Hocası İsmail Kartal olan takımın ilk günden şampiyon olamayacağı nazarımda zaten aşikârdı ana bunların hepsi nadasa bırakıldı ve koca Fenerbahçe bir sene boyunca plansız, programsız Gülşen’in parçası gibi ‘’ya tutarsa ya tutarsa’ felsefesinde yönetildi. Tabii ki tutmadı.
Her zaman söylerim. Galatasaray’ın kulüp olarak en büyük şansı camianın içindeki insanların Galatasaray Lisesi gibi kaliteli bir eğitim kurumundan çıkmış olmasıdır. Belirli bir eğitim seviyesinde yetişen insanlar kişisel gelişimlerini tamamladıkları ve donanımlı insanlar oldukları için Galatasaray’a kaliteli ve doğru hizmet sunabilmekteler. Eğitim görmüş, okumuş adamların halleri bir başka oluyor tabii. Fenerbahçe yönetimine baktığınızda yönetim kurulunun çoğunun ‘’tanımsız iş adamı’’ ya da über zengin inşaatçı olduğunu görebilirsiniz.
Akademik kariyer yapmış, tırnakları ile bir şeyleri kazıyıp sıfırdan gelmiş adam sayısı hemen hemen yoktur. Örneğin; Galatasaray’da her seçimde ismi hiç duyulmamış birkaç başkan adayı çıkabilir ama Fenerbahçe de bu durum hemen hemen hiç görülmez. Fenerbahçe başkan adayları her zaman babadan/dayıdan multi milyoner iş adamlarıdır. Bunların dışındaki adaylar kaale alınmaz, alınsa bile alacakları oy sayısı 300’ü geçmez.
Her neyse. Geçici başkan Duygun Yarsuvat o kadar zeki bir adam ki 6 aylık periyodunda Galatasaray’daki kaosu mükemmel yönetti. Attığı her adım doğruydu. Takımı ilk olarak İtalyan gazabından kurtardı. Türkiye ligini bilen, daha evvel milli takımlarda da görev aldığı için rakiplerde oynayan futbolcuları iyi tanıyan, Türk futbolculara gerekli motivasyonu sağlayabilecek, Galatasaray kökenli Hamza Hamzaoğlu’nu takımın başına getirerek en doğru hamleyi yaptı. Ezeli rakibi Fenerbahçe kulüp başkanı Aziz Yıldırım tarafından, bir diğer rakibi Beşiktaş da olumsuz koşullar ve teknik direktörü tarafından katledilince Galatasaray da pek fazla top oynamadan şampiyon olmayı başardı.
17 senede 10 tane Galatasaray şampiyonluğu gösteren bir Fenerbahçe başkanı rakibin en büyük silahıdır . Ne Sayın Duygun Yarsuvat bey, ne Hamza Hamzaoğlu, ne de Wesley Sneijder Galatasaray’a Aziz Yıldırım kadar faydalı olamamıştır. Galatasaray taraftarı yatsın kalksın Aziz Yıldırım’a dua etsin, hatta UltrAslan grubu Sayın Yıldırım için ‘’BÜYÜK BAŞKAN BİZİ BIRAKMA’’ tadında güzel bir koreografi yapsın. Ne yapsalar yeridir.
Galatasaray’da dün olağan genel kurul yapıldı ve yeni başkan Dursun Özbek seçildi. Kendisine ezeli rakibinin taraftarı olarak başarılar diliyorum. Şimdi de geleyim sadede.
31 Mayıs Pazar Günü de kendi takımım olan Fenerbahçe’nin kongresi var. Ne yazık ki yine çok şekerli başkan Sayın Aziz Yıldırım’ın galip çıkacağı bir kongre olacak ve benim canım takımımı katletmeye devam edecek. Kongre öncesi izlenimlerimi, Aziz Yıldırım’ın bugüne kadar yaptığı beton ve yayla gibi muazzam sportif(!) başarılara değineceğim, diğer adayları tanıtacağım yazımı Perşembe günü köşemde bulabilirsiniz.
Son olarak şunu da ekleme gereği duydum; Aziz Yıldırım o kadar centilmen bir adam ki daha Galatasaray’ın 1 günlük başkanı Dursun Özbek bey ilk gününden şampiyonluk gördü.
Anlayana….
Hanımefendilerin uygunluğuna göre antrenman programı yapan adam gibi adam Ersun Yanal hocama da selam olsun. Demek ki neymiş? Futbolcuların paraları gününde ödenince şampiyonluk gelmiyormuş. Doğru mu Samet?
PS: #ADAYOLMA #YONETIMISTIFA
İyi Haftalar Dilerim,
@josephintavugu