Sevgili Vitor,
Sen bu satırları okumayacaksın tabii ki, okusan bile anlamayacaksın ama sen okuyacakmışçasına yazacağım. Biz Fenerbahçe taraftarları olarak kimimiz ofisimizde hüzünlere gark edeceğiz, kimimiz sabahın 9’unda girdiğimiz derste integral anlatan hocamızı dinlemeyip, senin slim fit gömleğinin marka ve modeli hakkında ileri geri konuşacağız. Neden biliyor musun Sevgili Vitor, çünkü Fenerbahçe taraftarı için önemli olan Galatasaray ile aynı puanda olmak değil, Galatasaray’ı maç Uganda da oynansa bile yenmektir. Senin fakir-fukara edebiyatını bu yürükler kaldırmıyor artık.
Dün basın toplantısında dediğin gibi sen geleli kocaman bir 3 ay oldu. 3 ay kısa bir zaman değil sevgili Vitor. 90 koca gün, 2160 saat yapıyor. Bu 90 günün en az 60 gününü sahaya çıkardığın adamların yüzünü görerek, onlara antrenman yaptırarak geçiriyorsun ki, bu çok doğal çünkü senin işin bu sevgili Vitor. Senin işin Türkiye’nin en büyük Spor Kulübünün futbol takımına top oynatmak ve camianın beklentilerini karşılamak ama ne yazık ki sen bunu beceremiyorsun.
Artık senden taktik, teknik, sistem, oyuncu tercihlerine dair değişiklikler de beklemiyorum Sevgili Vitor çünkü sen maalesef ne denesen eline yüzüne bulaştırıyorsun, eski halimizi bile arıyoruz. Hâlbuki sen geldiğinde bu tarz bir adama benzemiyordun. Ne güzel konuşuyordun, ‘’baskılı, hücum futbolu oynayan, birlikte savunma yapan bir takım olacağız’’ dediğinde testesteron sahibi olan erkek taraftarlar olarak çok güzel bir modelin ‘’pardon ateşiniz var mı acaba?’’ diye sorduğunda yaşayacağımız o mistik heyecanı yaşatmıştın bize o tatlı sözlerinle.
Sözler kalbin aynası derler ama değildir sevgili Vitor. Ben gözlerime inananlardanım. Gözlerimin inanmak istemediği derecede kötü futbol, yanlış oyuncu tercihleri, saçma sistemin ile o gözleri de kanatıyorsun.
Bence yol yakınken Portekize dönmelisin Vitor. Kendini çok sevdirmeden gitmelisin. Hatta giderken yoldaşların Bruno Alves, Raul Meireles ve hatta Nani’yi de götürebilirsin. Sen gittikten sonra zor bir dönem de geçirmeyiz hem biz. Kolay bir ayrılık olur.
Hele bizim bir eski sevgilimiz var aşkımızın yarım kaldığı, biraz kadınlara fazla düşkün diye başkanın yolladığı, o gelir belki. O gelirse senin yüzün bile daha aklımıza gelmez be sevgili Vitor. Hiç sevmedik ki biz seni, sevdiremedin ki kendini. Geçici bir heves, tutunacak bir daldın sen.
Hayatında ve bizden sonraki kariyerinde başarılar dilerim.
Ps: gömleklerinin markası ne?